bir şair vardı, öğretmen

12 Eylül 2011

12 Eylül Karanlığı


Her ülkenin tarihinde “Milâd”lar vardır…
Herhalde Amerika’nın milâdı da üzerinden on yıl geçen
11 Eylül’dür.
Yitirilen üç bine yakın kişi için görkemli bir anma
töreni düzenlemişler, tüm dünyaya naklen yayınladılar.

Küçük Amerika ülkemizin yakın tarihindeki milâdı da
12 Eylül’dür… İster kara, ister kanlı deyin, ancak
çok şeyin başlangıcı olduğu kesindir.

Yüz binlerce insanın soruşturulduğu, sorgulandığı, tutuklandığı…
İşkenceler, eziyetler, sürgünler, ölümler, idamlar… Acı günler!
Siyasetin yasaklandığı, partilerin, STK’ların kapatıldığı yıllar.

Sol kolun kesilip atıldığı, muhalefetin sindirildiği,
neo-liberal dünyaya yelken açıldığı devirler.

Tüm değerlerin alt-üst olduğu, iktidar desteği ile köşe dönmeciliğin
yerleştiği, üretmeden tüketmenin doyumsuz hazzının yaygınlaştığı
Özal’lı bir dünya… “Koy bir kaset, keyfimize bakalım Semra!” görüntüleri eşliğinde!

Elbette genç kuşaklara çok uzak, anlatması da bir o kadar zor dönemler.
Diyarbakır, Mamak hapishanesi, DAL içkence evi, I.Şube hücreleri ne ifade eder?
Yasaklar, kıyımlar, parçalanan kararan hayatlar, vatandaşlıktan çıkartmalar…

Ve bu süreçte yerinde duramayan İran İslâm devrimi,
ihraç edilmek istenen Molla düzeni, Ortadoğu’yu bekleyen kanlı günler.
Sovyet işgalindeki Afgan toprakları, ABD destekli El-Kaide örgütlenmesi…
İran’a karşı savaşıyor Saddam’ın ordusu, arkasında Pentagon’un kurmayları…

Ya ülkemizin hâlleri?
Duvar yıkılmış, sosyalist dünya tarumar, yaşanıyor derin krizler…
Akbulut-Yılmaz-Demirel-Çiller-Erbakan-Ecevit sıra sıra deneniyor Başbakan olarak!
Lâkin “bu hasta ne yerse yesin ölür” misâli, torbadan çıkıyor taze kan…
Ve yüksek huzurlarınızda Recep Tayyip ERDOĞAN!

İşte, milâdımız 12 Eylül’ün asıl maceraları bundan sonra başlıyor…
28 Şubat fiskesi, 27 Nisan öpücüğü kahramanımıza hayat veriyor,
iktidar yolunda kırmızı halılar döşüyor, güller saçıyor!

Evet, hikâye uzun mu uzun, fakat son dokuz yılın bilançosu malûm…
Carî açık, dış borç dayanmış gırtlağa… İşsizlik, sefalet gani…
Milliyetçi Kürt gardaşlarım cüretkâr, “Özerklik” bayrağını dikiyorlar
Amed’in burçlarına…

Bu arada “One minute” Recep, kontrolsüz saldırıyor sağa sola…
Sıfır sorun oluyor başımıza belâ, kabına sığamayan Davudî anlayış,
düşüyor Somali, Mısır, Libya, Tunus yollarına.

Gördünüz mü, “11 Eylül” “12 Eylül” derken sürüklendik yine siyasî mecralara…
Ancak umutsuz olmamalı insan, nasıl olsa her karanlık çıkar aydınlığa…
Yeter ki M.Kemal ışığının değerini bilelim, her zaman kılavuzumuzdur BİLİM.  


Hiç yorum yok: