bir şair vardı, öğretmen

01 Eylül 2011

"1 Eylül", Barışın Günü!..


Yıl 1933, toplama kamplarının ilkini
kuruyor aşağılık Onbaşı “Dachau”da…

Doruklara çıkıyor “Austwich”de.

Hedef Almanya’yı yeniden inşa edip

Nazizm İmparatorluğu kurmak…

Ve tarihin yaşadığı en büyük acıları sergilemek…
I.Dünya Savaşı mağlûbu ülkesini hak ettiği yerlere taşımak…

Önce milyonlarca Yahudi’yi, peşinden solcuları…

Derdest ediyor…

Sürüyor çalışma alanlarına…

Yollar, kanallar yapıyor…

İnsanlığın görüp göreceği en kanlı trajedinin alt yapısını hazırlamak için!

Hitler ve kanlı ideolojisi Nazizm'i destekliyor Alman sanayicileri…
Daha fazla zengin olacaklar, dünya pazarlarına açılacaklar…

En önemlisi de, yayılan sosyalizmden ülkelerini koruyacaklar!

Gözü dönmüş katilin bütün hazırlıkları tamam…
İşgal ediyor “1 EYLÜL” günü Polonya’yı!

Yıl 1939.
Başlıyor savaş dört bir cephede, Okyanus ötesinde…

“Soykırım” faciasının en görülmemişi, en acısı…

Cehennem yaşanıyor, fırınlarda yakılıyor insanlar!
Bilanço “Elli milyon”, yaralıların sayısı bilinmiyor, kararıyor dünyalar ve DÜNYA!

İşte “1 Eylül Dünya BARIŞ Günü” böyle hazin bir öyküdür.
Kim idrâk eder, kim anlar bilemem…

Ancak savaşın kirliliğini, kan kokusunu bilenler bilir…

“Ateş düştüğü yeri yakar” derler…

Ağlayan yürekleri, şiddetin dilini o acıyı yaşayanlar hisseder…

BARIŞ’ın değerini de bedel ödeyenler anlar.

Hiç yorum yok: