bir şair vardı, öğretmen

29 Eylül 2011

Terörün Kanlı Dansı!..



 Ne "Son dakika" biter...
Ne de "Flaşlar" söner...
Kahrolası terör gündemi belirlemeyi sürdürüyor.
Yitirilen canlara kadınlar, bebekler, öğretmenlerde katıldı.
Kınamalar, lânetlemeler, barışa davetler bir işe yaramıyor.
Dökülen kanlar son sürâtle akmaya devam ediyor.

Dile kolay, otuz yıllık bir macera…
Toprağa düşenlerin sayısının kırk bin, elli bin 
hatta altmış bin olduğunu beyan edenler var.

Sonuçta ancak bir savaşta olabilecek sayılarla karşı karşıyayız.
Yüreği yanan aileler, akan gözyaşları, ekilen kin nefret tohumları…
Ne yazarsanız yazın nafile, terör bildiğini okuyor.

Aklımıza 60’lı, 70’li yıllar geliyor…
Gencecik insanların sokağı teslim aldığı devirler.
Çoğu eğitimli, üniversite öğrencisi, lâkin gözler kararmaya görsün…
Ne diplomaya bakar, ne yaşa ne de akla…
İdeoloji teslim almışsa beyni, hedefte varsa insan hayatı…
Ne yaparsanız yapın, hangi önlemi alırsanız alın durduramazsınız asla.

Hareketin doğasında, ritüelinde var savaşmak, yakıp yıkmak, yok etmek.
Verilen bu kavga Vietnam’da da, Filistin’de de, 12 Mart’ta da böyleydi.
Ne zamanki düşünce kararır körleşir, karşınıza çıkar intihar eylemcisi!
Artık Kızılay meydanını, Anafartalar çarşısını, masum insanları görmez gözler…
Çeker bombanın pimini Üsküdar vapurunda, Halk otobüsünde…
Ne kadar çok can giderse başarı olarak yazılır mücadelenin karnesine!

Evet, uzun yıllardan sonra terörün oku tekrar fırladı yaydan…
Oturdu yüreğimize, gönlümüze ta derinliklerine.
Kara harekâtı, hava harekâtı kimsenin umurunda değil…
Ayrıca ciddiye alanda kalmadı, Kandil silâhları bırakmadığı sürece.

Barzani diyor ki; Kürt Kürt’le savaşmaz, illâ kurulacak Büyük Kürdistan…
İran füzelerine karşı ABD patentli “kalkan”ları döşüyoruz topraklarımıza...
Ahmedinejat efendinin boş duracağını mı sanırsın?..
Dünkü dostun, kankan Esad’ı düşman bellersin…
Suriye’den Ankara’ya güller, çelenkler gönderileceğini mi umarsın?..

Demezler mi adama; “Senin anan güzel mi?”…
İşte aynen öyle, bu devirde ne ekersen onu biçersin…
Dişe diş, kana kan…
Çağımızda hakim olan, “Orman Kanunu”dur…
Ne kadın tanır ne bebek…
O nedenle toprağa düşer binlerce fidan.

Ah canım memleketim, ne çok derdin var…
Recep efendi ayrı bir âlem, muhalefet evlere şenlik…
Yedi düvele açtık cihad...
Bakalım bu belâlı işlerin sonu nereye varacak?


Hiç yorum yok: