bir şair vardı, öğretmen

20 Şubat 2015

Domatesin kırmızısı, politikacının...

 

Domatesin kırmızısı, politikacının...
Macit CÜNÜNOĞLU
macitcununoglu@gmail.com
20 Şubat 2015, 10:50
                           
               
İstanbul 88, Çanakkale 4 milletvekili çıkartıyor...
İstanbul üç bölge, Çanakkale yekpare...
Ya mücadele?
Parti içi liste kavgalarından söz ediyorum...
Üstelik siyasî ayırım gözetmeden...
Kim bilir tansiyon nasıl da yükselmiştir...
Bir de küçük yerlerin dedikoduları...
Merkeze bağlı ilçeleri de hesaba katınca; sanırım tam bir gayya kuyusu...
Bakalım kim çıkmayı başarabilecek?

Son seçimlere göre ilde dağılım adilane...
İki iktidar, iki muhalefet...
Sanırım hedef üçü kapmak...
Geriye kalan bir de kimde kalırsa teselli ikramiyesi...
Hiç yoktan iyidir dördün birine sahip olmak!

Ah siyaset ahhh!
Sen nelere kadirsin; komşuyu komşuya, kardeşi kardeşe düşman edersin.
Hele de söz konusu milletvekilliği olunca...
Ticaretten, babadan kalan mirastan daha değerlisin!
Öncelikle risk yok...
Yeter ki parlamentoda iki yıl kalmayı becer...
Tabii başına tokmak yemeden veya merdivenden düşmeden...
Gerisi ömür boyu saadet, hem de aile boyu!

Tuhaftır bizim memleket...
Hemen hemen her alanda...
Din dâhil evrensel mevzuları bile kendimize benzetiriz.
Örneğin “kapitalizm”, “serbest piyasa ekonomisi”...
Bakmayın liberal ayaklara...
Bağımsız olması gereken Merkez Bankası bile direkt sultana bağlıdır...
Elbette manen...
O nedenledir ki ikide bir hır çıkar...
Sanki faiz politikası adamın uçkuru...
“İn” der inmez!
Aynı şekilde eğitim...
İlim, irfan aut...
Türban içeri...
İşte gelecek yaratmanın temel felsefesi...
Daha neler neler?
En iyisi mi “dinci diktatörlük” benzeri bir düzen diyeyim de...
Gerisini siz anlayın.

Neyse, şimdi ön seçim zamanı...
Geçenlerde “Bigazete”de okudum...
Toplam aday aday sayısı binlerle ifade ediliyormuş...
Hay sürüsüne bereket...
Kutlarım Çanakkalelileri...
Bu kadar hevesliyi tarlada mı, sera da mı yetiştiriyorsunuz?
Yoksa hibrit mi?
Ne demiş ulu önderimiz Atatürk (patronumuzun gönlü olsun)...
“Ben domatesin kırmızısını, politikacının hormonsuzunu severim”...
Haydi, lâfı daha fazla uzatmayalım...
Herkese kolay gelsin!

Hiç yorum yok: