bir şair vardı, öğretmen

14 Mart 2015

Piramid'den...

Macit CÜNÜNOĞLU
14/03/2015 07:55

 

 
 
Dünkü kaldığımız yerden mevzuya devam edelim...
“Çıplaklık” ve “Yıldız Parkı”.
Önce Piramid’i ziyaret ettim.
Tarlabaşı’nın kör sokaklarından birinde...
Bulması zor oldu ama üstün çabalarım sonucu hedefime ulaştım.
Bedri Baykam kurmuş, dört katlı...
Aferin O’na, çılgın çocuk...
Ulusalcı mulusalcı ama gündemde kalmayı becerenlerden...
Rahmetli babası da öyleydi...
Ayrıca anasını da tanırım, havalıydı...
Mesai arkadaşlığım var, mimar...
Karizmalarını aynen oğullarına devretmişler!
Neyse, serginin adı: “Çırılçıplak”...
Gittiğime değdi, ne de olsa açgözlü erkek milletinin bir ferdiyim...
Adından da anlaşılacağı üzere bol miktarda çıplak kadın fotoğrafı...
Yerli yabancı ustalar çekmiş...
Gerçekten iştah açıcı...
Kulakların çınlasın Melih...
Kim bilir bu sergiyi gezse “içine tükürmekle” yetinir miydi?
Yoksa donunu sıyırıp galerinin tam orta yerine s.... mıydı?

Fakat müthiş keyif aldım...
Hele de Gezizede biri olarak Taksim’i tekrar solumak...
Kadın vücudunun eşsiz güzelliklerinde seyahat etmek...
Hadi, sizler yabancı değilsiniz...
İtiraf edeyim; iştah açıcı, mesir macunu misali fotoğrafların hepsi
birer doğal viagra...
Uzun zamandır böylesine heyecanlanmamıştım...
Kalp atışlarım hızlandı...
Aslıma rücu edip erkekliğin bilumum reflekslerini hayata geçirmeye başladım!
Demek ki “adrenalin” denilen hormonsal güzellik bu olsa gerek...
Valla tadını unutmuşum...
Ah ulan siyaset, insan da ne zevk bıraktın ne estetik...
Kurutmuşsun içimizi...
Artık politikaya paydos...
Kim seçilirse seçilsin...
Şunun şurasında ne kadarcık ömrüm kaldı...
“Bundan böyle yalnızca kendi iktidarıma bakacağım!”

Desem de inanmayın...
Sergide bulunan iki televizyoncu genç mikrofonu ağzıma dayadılar...
Dertleri “çıplaklık” hususunda röportaj yapmak...
Maldan anlıyorlar...
Alnımda yazmıyor milletvekili adayı olduğum ama...
Demek ki mesleki tecrübe...
Peş peşe sorular...
Bir de özlemişim kameraları...
Ne de olsa serde sendikacılık, kürsü zenginliği var...
Başladım ötmeye...
Ortaçağ’dan girip vahşi kapitalizmden çıktım...
Tabii bugünkü zihniyetin varlığını, egemenliğini, kökleşmesini
yerden yere vurdum.
İnşallah konuşmalarım (demeçlerim) RTÜK’ün veya basın savcılarının
dikkâtini çekmez...
Yoksa yanarım...
Hele bu yaştan sonra mahpus yatmak...
Düşüncesi bile çok fena!
Yine de huy işte, çıplaklık bedenimizde değil ama düşüncelerimizde...
Maskesiz, yalın ve de özgür...
Gerçekleri sergilemeden duramıyoruz...
Bu arada gözüm fotoğraflarda...
Ayrılamıyorum...
Hele bir tanesi var ki...
Bedri çekmiş...
Kumsalda, çırılçıplak bir sarışın...
Sanırsınız Marilyn Monroe...
İnanmayan Feysime baksın...
Ah gençlik ah!..
Neyse ki ruhum genç!
Savulun; ben geliyorum ben!

Not: Yıldız Parkı’na yer kalmadı...
Yarın Şale Köşkü’ndeyim...
Lütfen bekleyin, II. Wilhelm’in yatak odasını anlatacağım.

Hiç yorum yok: