bir şair vardı, öğretmen

17 Ağustos 2024

YENİ YAŞIMA MERHABA



Yeni yaşıma, son çeyrek yüzyılıma merhaba.
Vay be, yetmiş dört yıldır gezegendeyim…
Üstelik hâlâ da düşmemişim, yani toprağın üzerindeyim.
Oysa bu sihirli dünyaya kaç kez “eyvallah” demişliğim var…
Demek ki ya duymadı, ya da ciddiye almadı.
Öyleyse tam gaz yola devam.

Merak etmeyin, siyaset yazacak değilim.
O kulvardan yıllar önce sarfınazar ettim.
Hele dünkü parlamentoyu gördükten sonra…
Aman da aman; ne vahşi sahneler, ortalık kan gölü.
Western filmi sevenler izlesin, ben yokum.

Ama Amasya deyince akan sular durur.
Doğduğum topraklar, canım memleketim benim.
Bu arada annem Selanik’in bir köyünden.
Babam altı asırlık Amasyalı olduğunu (eğer doğruysa) söylerdi.
Çok da umurumda değil…
Çünkü uzun zamandır hissettiğim duyguları önemsiyorum.
Öncelikle dünyalı olmayı hak etmek, ve hakikat peşinde koşmak.
İşte benim yaşam felsefem.
Gerisi hikâye, ırksal dinsel mezhepsel böbürlenmeler
bana göre değil…
Hakkımda kim ne düşünürse düşünsün, umurumda da değil.

Gördünüz mü yaş kemâle erince insan hangi noktaya geliyor?
Somut örneği; işte benim hayatım.
Üç çeyrek yüzyıllık yaşam ustalığı ve gönülsel zenginliğimle hâlâ
sevgili peşinde koşabiliyorum.
Ve elim kalem tutuyor, platonik aşklarıma şiirler yazabiliyorum.
Örneğin geçenlerde Sharon Stone’a İngilizce mesaj attım:
Dedim ki; “gel kız, bir gece seninle yatalım, ama okyanus kıyısında.”
İlave ettim; “endişelenme, etkisiz elemanım, sırt sırta.”
Şimdi vereceği cevabı merakla bekliyorum.
Söz, talebimi kabul ederse ilk sizinle paylaşacağım…
Hatta belge niyetine fotoğraf bile ikram edebilirim…
Tabii en namuslu görüntülerle.

Şaka bir yana, hayat her şeye rağmen güzel, yaşanacak
kadar da kıymetli.
Yeter ki ölümcül hastalık denk gelmesin…
Hele Tayyip gibilerin yaşama sevincimizi karartmaya gücü yetmez…
Ayrıca O kim oluyor ki?
Bugün var yarın yok, beyinsel akrabaları gibi!
Ben demiyorum, tarihin eşsiz hazineleri sayfa sayfa yazıyor.
Ama bizler için ruh sağlığı önemli, alt takımlar teferruat.
Nasıl olsa bir duvar dibi bulur işeriz…
Bakarsınız beş tepenin girizgâhı karşımıza çıkar…
Teşaşurumuzla sevaba bile girebiliriz!

Oh ne alâ!
Cününzade Macit’ten de doğum günü yazısı ancak bu kadar olur.
Ne de olsa doğma büyüme Amasyalıyım….
Gururum, vadim, gözlerimin rengini aldığı sular…
İyi ki varsın, iyi ki Gümüşlü’nün sokağında doğmuşum…
İyi ki Selağzı çocuğuyum…
Lale devri ait olmama rağmen kayıp laleyim de…
Çoğu zaman kardelen…
İnadına yaşamak için; özgürce-onurluca barış içinde
kavga vererek
Ne mutlu bana…
Tekrar 75 yaşıma da MERHABA!

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: