bir şair vardı, öğretmen

26 Ağustos 2024

ÇAKALLARA İNAT!



Ne güzel Amasya içi gezilere başlamıştım ki,
Ali Kaya’nın restoranı gündeme oturdu.
Şöyle ki, mülk sahibi devlet işyerinin alkol ruhsatını
yenilememekle kalmamış, tahliyesine de karar vermiş.
Tabii işin başında Amasya valisi var.
Biliyorsunuz valiler devleti, belediye başkanları
halkı temsil eder.
Daha doğrusu vali tayin yoluyla işbaşına gelir,
belediye başkanı seçimle.
Takdir edersiniz ki arada büyük fark var.
Örneğin Gezi olaylarını hatırlayın, Taksim’deki parka
el konulup AVM yapılmak istendi, sonra da Topçu Kışlası…
Halk isyan etti, ve verdiği haklı mücadeleyle de başarıya ulaşıp
parkına sahip çıktı.
Tabii yüzlerce genç yaralandı, aralarından ölenler de oldu.
Çünkü iktidardaki parti zalimdi, yasa hukuk tanımıyordu.
Polis panzerlerini de halkın üzerine sürmekte beis görmüyordu.
Neyse, kaybettiğimiz evlatlarımız nurlar içinde yatsın,
ruhları şad oldun.

Ancak bu çağda bu tür olayların yaşanmaması lâzım.
Ama oluyor işte…
Örneğin yakın zamanda Belediye parkımız gasp edilip
arsası Hilton’a tahsis edilmedi mi?
Sorarım tanrı aşkına, kaç Amasyalının sesi çıktı?
Dolayısıyla halkın eşsiz gücü örgütlü olmadığı sürece
boş çuvaldan farkı kalmaz.
Yani dik duramaz, haksızlığa hukuksuzluğa karşı direnemez.
Neyse bu da geldi geçti diyelim…
Artık beş yıldızlı otelin roofunda beş çayında buluşuruz…
Hodri meydan, ensesi kalın banka hesap cüzdanı kabarık
dostlarımızı bekleriz.

Öyleyse gelelim Ali Kaya’nın işyerine.
Rahmetli ustanın esnaf olarak yetmiş yıllık mazisi var.
Doksan dokuz yılından bu yana da Çakallar’da hizmet veriyor.
Tokat kebabıyla ünlendi, turizm destinasyonlarının da
vazgeçilmezi oldu.
Laf aramızda ucuz da değil, yani her babayiğidin sık sık
gideceği restoran hiç değil.
Hele de benim gibi rakıyla dostluğu kuvvetli birinin
bütçesine incir ağacı diker!
Varsın oldun, lâkin gitsek de gitmesek de biliriz ki
Ali Kaya Amasya’nın marka işyeridir.
Namı almış yürümüş, turizm kataloglarının sayfalarında
daima yer almıştır.

Ama takunyalı valimiz bu referanslardan fevkalâde rahatsız
olmuş ki, idam fermanını imzalamış…
Ve ilave etmiş: “Katli vaciptir…”
Oysa sayın devlet büyüğümüz felekten bir gün çalıp
Ali Kaya’da misafirim olsa…
Paraya kıyıp Beylerbeyi Göbek Rakısı’nı masaya söylesem…
Ve başlasam Amasya’nın üzüm bağlarını anlatmaya…
Ermeni hemşerilerimin şaraptaki ustalıklarını tek tek
sıralasam, sonra da üzümün anavatanı Anadolu’dan söz etsem…
Etkilenir mi değerli dostlar, ne dersiniz?

Ama zihniyet tabulardan dogmalardan besleniyorsa heyhat!
Mevlana’nın dediği gibi:
“Sen ne kadar anlatırsan anlat, anlattıkların karşındakinin
anlayabildiği kadardır.”
Son söz olarak da:
“İn Çakallar’dan Ali Kaya, Yeşilırmak boylarında
çakallara inat aç bir işyeri, namın yürüsün.”

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: