bir şair vardı, öğretmen

15 Ağustos 2024

AH AMASYA!



“Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli…” diyeceğim
ama o kadar da değil.
Ne de olsa Amasya’yı sokak sokak arşınlamış biriyim.
Irmak boylarında volta atmış, Belediye parkında yavuklu kovalamış,
Ar sinemasında Ayşecik filmlerine gözyaşı dökmüşlüğüm var.
Daha ne olsun, eski lisenin barakalarını, bahçesindeki zil niyetine
kullanılan kilise çanını bilirim.
Hatta bir keresinde teneffüs zilini erken çaldığım için okul müdürü
Süleyman Duygu’dan bir araba dolusu sopa yemiştim…
Elleri kırılsın, neyse ki Maide abla son dakikada linçten kurtarmıştı.
Tabii Amasya hatıratım bu kadar değil, yazmaya kalksam “Bin bir Gece”
masallarını sollar.
Oysa doğduğum topraklarda kesintisiz on beş yıl yaşamıştım.
Medcezirlerden sonra yetmiş iki yılında tamamen kopmuş İstanbul’a göç etmiştim.
Yani Dersaadet vatandaşlığına terfii etmiştim.
İyi de olmuş, hani atalarımız derler ya; “boğulacaksan büyük denizde boğul”…
O hesap işte, bende Yeşilırmak’ta boğulmak yerine yeryüzü incisi İstanbul
boğazında boğulmayı tercih ettim.
İnişler çıkışlarla hayat sürdü, tanrıya şükür ki sağ salim karaya vurmayı başardım.
Epeyce sevgili, mebzul miktarda evlilik derken iki evlat dört torunla
dingin bir hayata kavuştum.
Şimdi bu zaman dilimini yaşıyorum.
Pazar günü de üç çeyrek yüzyılı devirip yetmiş beş yaşıma merhaba diyeceğim.

Bu arada hayatın bana sağladığı sonsuz krediye de her zaman minnettar
olduğumu ifade etmeden geçemeyeceğim.
Çünkü yarım  yüzyıldan fazla sigara içki alışkanlığı olan benim gibi birini tanrı
olsam bir gün bile yaşatmam, yıllar önce toprağa gömer arkasından Fatiha
bile okumazdım….
Ancak musalla taşında “iyi bilirdik” lafını da esirgemezdim.

İşte böyle dostlar, “insan yedisinde neyse yetmişinde de odur” derler ya…
Vallahi doğru!
İnanın içimde yaşayan aşk kıpırtıları hiç eksik olmuyor.
Nasıl bir fıtratım varsa (kesin babama çektim, adam üç evlilik yapmış)…
DNA sadakatimden olsa gerek gönlüm hâlâ sevda peşinde.
Neyse ki bu aşama da Amasya tutkum imdada yetişiyor.
Kurucusu olduğum “Amasya Fotoğraf Platformu” yaşlılığımda
ilaç gibi geldi.
Her gün on, on beş fotoğraf paylaşıyorum…
Beğenen oluyor, beğenmeyenleri başımın üstüne taşıyorum…
Ve bütün hızıyla ve tüm güzellikleriyle hayat akıp gitmeye devam ediyor.
Bu nedenle yazılarımı okuma zahmetine katlanan tüm dostlarımı
sevgiyle selâmlıyor,  sayfa katılımcısı arkadaşlarıma saygılarımı iletiyorum.
İyi ki varsınız.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: