bir şair vardı, öğretmen

05 Haziran 2020

Savadiye anıları

Savadiye sırtlarından Amasya















Amasya’mızın dört mahallesi vardır ki, hepsi birbirinden renklidir.
Ortak paydaları dar gelirlilerin ikâmet ettiği yerlerdir.
Sırasıyla Gök Medrese, Dere Mahalle, İhsaniye ve Savadiye.
Bunların içinde Savadiye’nin anılarım içinde ayrı bir yeri vardır.
Çünkü dayımın evi oradaydı.
Dolayısıyla çocukluğumun önemli bir bölümü bu mahallede geçmiştir.
Ayrıca çocuk sayısı bakımından zengindir.
Faytoncu dayım sık sık derdi ki, “zenginlerde bir iki, ben de altı çocuk var.”
Yine de evinin geçimini ihmal etmezdi.
Bir de bahçesi vardı ki, üç katlı, her türlü meyveyi sebzeyi yetiştirirdi.
Üstelik suya da para vermezdi.
Çünkü dağdan inen sular bir gölette toplanır, oradan dayımın evine,
sonra da Yazıcılar’a giderdi. Cafer amcaların malikanesine.
Şimdi düşünüyorum da çok da güzel komşuları vardı.
Unutamadıklarım arasında İsmail amca ile Fehmiye yenge dünya tatlısıydı.
Kızları Ayten okudu, başarılı bir öğretmen oldu.
Biraz aşağılarında Boyacılar lakaplı geniş bir aile yaşardı.
Yanlış hatırlamıyorsam soyadları Portreci’ydi.
Çok güzel resim yapan evlâtları vardı.
Hatta içlerinden biri Paris’e yerleşmiş, eğer yaşıyorsa Allah selamet versin.
Fakat mahallenin köprü başında bir çeşmesi vardı ki, unutmak ne mümkün.
Onlarca kadın çoluk çocuk başına üşüşür saatlerce kuyruk beklerdi.
Ellerinde güğümler testiler, evlerinin iyi su ihtiyacını karşılarlardı.
Yine Surpik teyze bir efsaneydi, oğlu Karabit’le otururdu.
Büyük kızı Kumru teyze mahallemden (Gümüşlü) komşumdu.
En son duyduğum da kocasının (Şükrü amca) kardeşine kaçmış.
Bak şu Ermeni’nin yaptığına(!)
Tabii öyle büyük mahalle ki yaz yaz bitmez.
Vakti zamanında buralar ormanlıkmış ve çok eski zamanlarda
Amasyalıların mesire yeriymiş.
Sonradan iskâna açılıp Ermeni vatandaşlarımızın ikematgâhına verilmiş…
Dağın eteklerinde de evliyaları Ulu Mama…
Ancak 1915 tehcirinden sonra özellikle Balkan göçmenleri yerleşmiş.

Evet, hayat bir manzumeler bütünü.
Her bir satırından yüzlerce hikâye çıkar.
Birkaç sene önce İstanbul Feshane’de organize edilen
Amasya günlerine gitmiştim.
Orada Madam Araski’yle tanıştım.
Savadiyeli, dondurmacı Mehmet ile Kürt Şahan’ın komşusu…
1950 yılında doğduğu topraklardan ayrılmış…
Ama aklı fikri buralarda, hele söz dönüp dolaşıp Savadiye’ye
gelince gözleri nemleniyor.
İnanın çok duygulanmıştım, zaten romantik tarafım her zaman ağır basar…
Başladım düşünmeye, sahi geçmişte neler olmuştu?
Evet, hakikatlere ulaşmak daima zordur ama bir gün
su yüzüne çıkma gibi huyu da vardır.
İşte ben de o günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: