bir şair vardı, öğretmen

17 Eylül 2015

Memleket yollarında...

Macit CÜNÜNOĞLU
17/09/2015 20:02

 

 
 
İnsanın doğduğu toprakları özlemesi doğaldır...
Çünkü çocukluk, gençlik, sıladır.
Hele de Yeşilırmak vadisinden söz ediyorsak...
Müthiş...
Hattilerden Hurrilere, Romalılardan Osmanlılara...
Tarih üzerine tarih...
Bir de Misket Elması...
Of ulan offf!
Bekle beni Amasya; geliyorum!

Şaka bir yana; memleketimi görmeyeli yıllar oldu...
En son sekiz yıl önce gitmiştim.
Oğlum askerdi, Carcurum'da...
Eryatağı da derler...
Milyonlarca aceminin eğitim gördüğü mekân...
Kim bilir ne fotoğraflar çekilmiş, ne gurbet şiirleri yazılmıştır...
Gençliğimde Ali Okulları vardı...
Çiçeği burnunda bir öğretmen olarak ziyaret etmiştim...
Yıl bin dokuz yüz altmış sekiz...
Öğrenciler Kürt delikanlıları...
Doğu'dan, Güneydoğu'dan kopup gelmişler...
Türkçe okuma-yazma öğreniyorlar...
Bir nevi vatan görevinde asimilasyon...
Dayağın, şiddetin bini bir para...
Ah ahhh!
Ne çileli, ne acı yıllar!

Bugün duydum da; "Kardeşlik Mitingi" düzenlenmiş Ankara'da...
Hangi kardeşlik?
Aslında kim nasıl hissediyor; ona bakmalı...
Sen istediğin kadar yırtın, çabala...
Adam diyor ki: "Ne iş?"...
Dünü unutmadım, hele geçtiğimiz yüzyılı...
Dersim'i, 12 Eylül'ü, Diyarbakır Cezaevi'ni...
Yakınlardaki Uludere'yi...
İçim kan ağlıyor Cizre'de, Şırnak'ta, Hakkari'de...
Allahını seversen yürü git...
Kardeşlik kim, siz kim?

Evet, kafam karışık...
Kürtler asimilasyoncu politikalara "hayır" dedikleri için mi
isyan ettiler...
Yoksa insanlık dışı ezildikleri için mi?
Bu arada solcular geliyor aklıma...
Nazımlar, Sabahattin Aliler, Aziz Nesinler...
Halis Türk aydınları...
Nelere katlandılar, ne bedeller ödediler?

Herhâlde bütün mesele sınıfsal...
Durulan yer, alınan pozisyon...
Fakirden, fukaradan yanaysan başın belâda...
Kürt, Türk, Çerkez farketmez...
Yeter ki "emek en yüce değer" deme...
Yoksa yanarsın; "Kerem gibi, Ferhat gibi!".

Yarın Amasya yollarındayım...
Koltuk numaram 41...
Ne tesadüf; 141'den yargılanıp on bir yıla mahkûm oldum.
Gönlümde tatlı bir sevinç...
Hedefimde mahallem, Gümüşlü'nün dar yolları...
Hayâlimde komşum Kürt Memed...
Çocukluk arkadaşım, caminin avlusunda misket oynadığım kardeşim...
Salim Amcamızın meyhanesine oturup...
Sabahlara kadar şişenin dibine vuracağız...
"Nereden nereye geldik?"

Bu arada olmayan babamın mezarını da arayacağım...
Şamlar'da...
Bakalım hangi apartmanın altında...
Hemen yanıbaşında bir türbe vardı...
İslâm büyüklerinden...
Belki onun aşkına atalarımın devrimci ruhuyla buluşurum...
İnsanlık ölmedi ya!

Hiç yorum yok: