bir şair vardı, öğretmen

29 Eylül 2015

Haykırıyorum...

Macit CÜNÜNOĞLU
29/09/2015 08:15

 

 
 
Siyaset siyaset...
Kafa yorması berbat...
Hele yazması; hepsinden berbat!
Çünkü işimiz, mesleğimiz değil.
Başta ülke yönetmiyoruz, para kazanmıyoruz...
Sadece vatan sevgisi uğruna çene yoruyoruz!
Belki de geçmişten gelen alışkanlığımız...
"Sen sağcısın ben solcuyum"...
Hadi canım sende, bu ülkede hiçbir zaman sağcılık, solculuk olmadı ki...
Olsa olsa muhafazakârlıkla moderniteninin kavgasını izledik.

Örneğin Fransız Devrimi...
Sorarım size, çağını derinden etkileyen isyan bu toplumu ne kadar etkiledi?
Aynı şekilde Endüstri Devrimi...
Kim farkındaydı, kimin umurundaydı?
Doğu ile Batı arasına sıkışmış bir toplum...
Aydınlanmaya düşman tam düşman...
Elinde bayrak ile Kur'an...
Ohhh!..
Arap'ın yalellisiyle milleti sömürmeye devam!

Ya modernlik yanlıları...
Katı bir laiklik, demokrasisiz Cumhuriyet palavraları...
Kemalizm çaya çorbaya limon...
Ulus devlet yaratacağım idealiyle milleti harca!
Olmuyor işte...
Ortaya çıkan manzarayı gördükçe tarih yargılıyor...
Ve insanlık şaşkın...
Soruyor; Doğulu musun, Batılı mısın?

İnanın dört parçalı ülkeyi gördükçe içim parçalanıyor...
Ve geleceğe dair umutlarım ciddi anlamda azalıyor.
Nedir hâlimiz?
Bir bakalım...
Baştaki takım sultanımızın şemsiyesine sığınan kefenliler ordusu...
Daha doğrusu Saray muhafızları...
Epeyce kalabalıklar, hatta on üç yıldır iktidarlar.
İkincisi laiklik taraftarları...
İttihat Terakki'den miras...
Mustafa Kemal soslu!
Müzmin muhalefet, altmış beş yıldır kabızlık çekiyor...
Allah selamet versin, baldan tatlı, avudan acı...
Ne olduklarını kendileri de bilmiyor!
Üçüncüsü halis Türk milliyetçileri...
Ne söyledikleri belli, ne ayak izleri...
Yapışmışlar sultanın kıçına...
Başlarında bağırıp çığıran bir zevzek...
Aynı zamanda suratsız dümbelek...
Onlarda nafile çırpınıp duruyor!

Dördüncüye gelince...
Solcuları kafaya almayı beceren milliyetçi Kürtler...
İnanmayaksınız ama çağımızda yükselen değer...
Hatta çare, demokrasinin emniyet subabı.
Sakın şaşırmayın...
Özgürlük de, hukuk da, adalet de Kandil'le, İmralı'yla uzlaşmaktan geçiyor...
Bak şu işe?
Ne hâllere düştük işte...
Kanla yıkanan topraklar, parayla satılan ahlâk...
Vicdanlar çoktan tatile çıkmış...
Gel de siyaset yazma...
Tabii yazabildiğimiz, dilimiz döndüğü kadar...
Sonsuzluğa haykırma!

Hiç yorum yok: