bir şair vardı, öğretmen

08 Ekim 2013

Macit CÜNÜNOĞLU
08/10/2013 08:52

Yalan Dünya!

A+
A-
Değerli Nadir Nadi “Dostum Mozart” adlı kitabında diyor ki,
“Klasik müzik dinleyicileri yeryüzünde mutlu azınlık.”
Ezber bozan bir tespit, çünkü bizce; mırın kırın…
“Mutlu azınlık” başta ûstâdımız Marx’a göre üretim araçlarını
elinde bulunduran sınıf, kısaca sömürgenler!

Ancak farklı düşünüyor Nadi ve ilâve ediyor:
“Klasik düşkünlerinin çok fazla olduğunu sanmayın”…
“Onlar bir avuçlar.”


Gel de çık işin içinden...
Klasik müzik tutkunu olmak insana böylesi paye sağlar mı?
Yoksa züğürt tesellisi mi?

Fakat, yine de üzerinde derin derin düşünmeye değer.
Sanattan söz ediyoruz, en sıkı olanından, zirvesinden.
Mevzuu “müzik”…
Üstelik hası, evrenseli…
Bach, Beethoven, Mozart ve onlarcası…
Eserler yaratmışlar…
Çılgın ruhlar yedi notaya dans ettirmişler…
Sonsuzluğun resitali…
Gökyüzüne serpmişler.

Ayıptır söylemesi, ben de seviyorum…
Aşkla olmasa bile zevkle dinliyorum.
Favorilerimde var; Puccini ile Brahms…
Bu iki ustayı ayrı bir yere koyuyorum.

Ayrıca umutsuzluk, karamsarlık günlerine iyi geliyorlar…
Karanlıkta yanan bir ışık, hasta yatağında sızlayan bedenlere ilâç…
Tabii, bir de mutlu azınlık üyesi olmanın keyfi…
Tüm bu kazanımlar az şey mi?
Bilhassa siyasetin, demokrasinin süründüğü devirlerde!

Evet, iyi ki sanat var.
Kaos ortamında bir romanın sayfalarında gezinmek…
Bir tuvalin başında saatlerce yolculuğa çıkmak…
Veya bir tiyatro salonunda “olmak ya da olmamak…” repliğinin peşinden koşmak…
Fonda da klasik müziğin doyumsuz nağmeleri varsa…
Umurumda mı “Paket”, umurumda mı “Yalan Dünya”.

Hiç yorum yok: