bir şair vardı, öğretmen

07 Şubat 2012

İddia!

.

Güneşli Pazar günü…
FB&BJK derbisi…
Geleneksel Moda-Kadıköy yürüyüşünü yapıyorum…
Kızıltoprak’taki “Nazlı’nın yeri” çoktan dolmuş,
çevresindeki kalabalık üç-beş bin kişi.


Dürümcüsünden çiğ köftecisine tüm işyerleri sarı/lacivert bayraklarla donatılmış…
Gençlerin ellerinde kutu biralar, stadyumda yaşanacak coşkunun
alt yapısını hazırlamakla meşguller!


Kimsenin umurunda değil siyaset…
Erdoğan’ın sağa sola sarkmaları, kıtalararası lâf yetiştirmeleri…
CHP’nin duble kurultayı, kulislerde dönen tezgâhlar…
Tek hedefe kitlenmişler, illâ ki Fenerbahçe kazanacak!


Eskiden maç öncesi atmosfer böylemiydi…
Alkol sınırlarının aşıldığı, gözlerin çakmak çakmak olduğu…
Kin, nefret, öfke seli…
Potansiyel suç aletine dönüşmek, giyilen formayla kimlik değiştirmek!


Gelişini tam hatırlamıyorum, yalnız “İddia” denilen oyunla birlikte
özellikle futbolumuzda çok şey değişti…
İlk Gökdeniz, Fatih’le duyuldu çirkinlikler…
Kurşunlanan arabalar, yargılamalar, şike nedeniyle verilen cezalar.


Daha sonra “İddia” dal budak sardı…
7x24 oynanabilen, sportif alanı gezegeni kapsayan enteresan bir bahis…
Bûluğ çağından başlayarak herkesin katılabildiği keskin bir kumar!
Milyonlarca doların döndüğü sarmal, cazibesi yüksek emeksiz kazanç…
Totoyu, lotoyu, at yarışlarını çok gerilerde bırakan evrensel bezirgânlık!


Çoğunluğu işsiz güçsüz dar gelirli emekçi yığınların yanı sıra
mafyanın, sporcunun, yöneticinin, antrenörün ilgi duyduğu asrın harikâsı…
Yatırılan büyük paralar sonucu kazandıran yasal organizasyon!


Yakın tarihimizde Antalya’da su yüzüne çıkmıştı…
Birinci ligde oynayan basketbol takımının koçu kendi maçına
yüksek miktarda “İddia” oynuyor ve kazanıyordu!
Hem de helâlinden, ne güzel iş, takımın yenilse bile kumarda kazanmak!


Tamam, kapitalist sistemin temeli sömürü üzerinedir…
Üretirsin, pazarlarsın, satarsın, artı değere el koyarsın…
Yalnız bununda bir namusu, ahlâkı var…
Az sömürürsün, çok sömürürsün, vahşice sömürürsün…

Lâkin yoksul kitlelere umut pompalamak yok mu?

Şike adı altında gerçekleşen rezil ilişkilere alet etmek…
İnsanların sportif duygularını, taraftarlık heyecanını sömürmek…

İşte bunun adı: devlet eliyle soygundur, hırsızlıktır…
Halkın emeğini çalmak, kumar kültürünü yaygınlaştırmak…
Bir takım şikeci çetelerin servet sahibi olmalarına zemin hazırlamaktır.


Keşke casinolar, kumarhaneler kapanmasaydı…
En azından oynayan oynatan belliydi…
Patronları “Kral” diye anılır…
Vergi rekortmenleri listesinde ilk sıralarda yer alırdı…


Ya şimdi?
Adı “İddia”, arka plânı kokuşmuş karanlık dünya…

Evet, izlemeye devam…
Ne siyasetçiyiz, ne sporcu…
İddialı olmak hoş, naturada ahlâk varsa!


www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: