bir şair vardı, öğretmen

02 Ağustos 2019

Tuhaf mutluluklar!

Macit CÜNÜNOĞLU










Günümüzün mutluluklarıyla geçmiştekiler arasında o kadar

fark var ki.
Örneğin bilgisayarımla, telefonumu değiştirdim...
Çocuklar gibi sevindim.
Olacak iş değil ama maalesef gerçek.
Hâlbuki her zaman sadeliğimle övünürdüm.
Demek ki bir yere kadar.
DNA'ların kodlanma meselesi, kapitalizm kaleyi içten fethediyor.
Anlaşılan çağımızın trendleri dışında kalamıyoruz.
İhtiyaç mı?
Hem evet, hem hayır.
Ama telefon tartışılır.
Nihayetin de iletişim aracı.
Ancak kafirler öyle bir yapmışlar ki, tansiyonumdan 
kalp atışlarıma kadar ölçüyor.
Mübarek acil poliklinik! 
Tabii bir de uzaktan konuşmamı sağlıyor.
Ancak benim almamda ki temel sebep, müthiş fotoğraf çekmesi.
Beş yüz dolara aldığım Canon'a on basar.
Aman tanrım, ne görüntüler...
53 piksel, Çinliler yapmış, markası Show Me...
250 dolara aldım...
Çok da memnunum!

Aslında bu yazdıklarım boş lâf.
Ben de biliyorum memleketin asıl sorunu "aş-iş"...
O meseleler de siyasetin sorunu.
Zaten yeteri kadar yazan da var.
Geriye bireysel hazlar kalıyor.
Arabalar, marka giysiler, sevgili trafiği, yurt dışı geziler...
Ünlüyseniz magazin basınıyla içli dışlı olma...
Netice itibariyle tatlı hayat.
Ya beyin denilen organ...
İster samanla beslenir, ister insani değerlerle.
Yaşadıkları ortamı mera zannedenler...
Ve ortalıkta  kasına kasına dolaşanlar çoğunlukta...

O nedenledir ki çok severim Zehra Bilir türküsünü;
"Manda yuva yapmış söğüt dalına..."
Artık Boğaziçi turları da yapmıyorum...
Yalılardan öyle bir kokular geliyor ki,
tapularda kirli paranın ayak izleri ile aşağılık sürüngenlerin
çirkin fotoğrafı...
Dayan dayanabilirsen!

Hiç yorum yok: