bir şair vardı, öğretmen

14 Eylül 2017

Şiirsel hayatlar!

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, gülümseyen insanlar, oturan insanlar ve açık hava
Bahattin Baha Tekman ile...


Her geçen gün eksiliyoruz.
Cenaze törenlerine katılmaktan da yoruldum...
Özellikle dönüşleri hüzünlü oluyor.
İster istemez sorguluyor insan...
"Yalan dünya" dedikleri bu mu?
Tabii ki değil, hayatın gerçekleri var.
Ama parantezler erken kapandı mı içim sızlıyor...
Özlüyorum gidenleri.
Fakat akıp giden bir dünya...
Ciddiye alır mı benim duygularımı?

Neyse, acıyı içimize atıp kalan dostlarımızdan söz edelim.
Biraz önce Evrim'le yazıştım...
Yoldaşım Mehmet Ali'nin kızı.
Kanada'da yaşıyor.
Babası kanser, can arkadaşım benim.
Sağlam komünisttir, yıllarca hapis yattı.
Ne günlerdi ama?
İnanmışlık, samimiyet ve müthiş özveri...
Yeter ki vatan kurtulup halkımız mutlu olsun.
Nerdeee?
On beş yıldır şeriatın kollarında çırpınıp duruyoruz!

Bu arada Antalya'dan Bahattin seslendi...
Okul arkadaşım, elli iki yıllık kadim dostum.
"Yazma sırası bana ne zaman gelecek?"
Haklı, gidenlerden kalanlara fırsat olmadı.
Ayrıca Bahattin de zor anlatılır.
Ortak paydamız babasızlık ve yoksulluk.
1965 yılında tanıştım.
Öğretmen okulundaki ilk yıl...
O gün bu gündür kopmadık.
Kardeş gibiyiz, iyi günde de kötü günde de.
Dayanışmanın en güzelini sergiledik...
İnsan olmanın erdemlerini yaşadık birlikte.

O da çok çekti; ölümden dönmeler, sürgünler...
Ama dimdik durmayı başardı.
Âdeta eşiyle beraber savaş verdi...
İki çocuk, muhannete muhtaç olmama kavgası...
Başardılar da...
Yüz aklarım benim; gururum sevincim...
İyi ki varlar.

İşte, geldik gidiyoruz.
Yukarıdaki fotoğrafın altına Şadan hocamız yazmış...
 

"Yine canlandı hayalimde bütün hatıralar."
Sağlıklar sevgiler sizlere.
Yitirdiklerimizin kor gibi acısını yüreğimde duyuyorum.
Işıklarda uyusunlar."


Şiir gibi yorum...
Hayatta zaten şiir değil mi sevgili dostlar?
Anayasa'sı olmayan!

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: