bir şair vardı, öğretmen

05 Mayıs 2015

Enternasyonal olmanın dayanılmaz zorlukları!

Macit CÜNÜNOĞLU
05/05/2015 08:48

 

 
 
Geçenlerdeki yazımın içeriği  “Yüzleş(me)” üzerineydi.
Bazı ulusalcı dostlarım “Yüzsüzleşme” olarak nitelemişler...
Üstelik bu kişiler sosyalist kavganın içinden gelen süzme devrimciler...
İşte memleketin geldiği nokta, işte entelektüel düzey...
Empati sıfır, ırkçılığın sınırlarında dolaşmak fazilet...
Normal karşıladım...
Çünkü burjuva devrimini gerçekleştirememiş toplumlarda tartışmak
her daim feodal kültürün gölgesinde kalıyor...
Ya dincilik, ya milliyetçilik hâkim...
O nedenledir ki işimiz zor...
Neyse...
Batı standartlarına ulaşmakta kolay değil...
Aklın, vicdanın, haysiyetin egemenliğini sağlamak...
Hırsızın barınamadığı demokrasiyi yaratmak...
Bir bedel meselesi, bir kültür devrimi, bir sıçrama...
İyiye, güzele, doğruya kavuşmaktır.

Yoksa debelenip dururuz...
Savcıyı işten atar, hâkimi tutuklarız!
Ayrıca adam demedi mi; “demokrasi tramvaydır, vakti zamanı gelince inilir”...
İndi de...
Meydan meydan dolaşıp ucuz siyaset yapıyor...
Üstelik oy istiyor...
Böyle başa böyle tarak...
Ne ahlâk kaldı ne izan...
Her yol 7 Haziran’a çıkıyor, yani sandığa...
Sonun başlangıcı...
Zat-ı şahaneleri tramvaya tekrar bindirilip ait olduğu adrese geri gönderilmeli...
Kasımpaşa’ya, lümpen takımının yanına...
Ki dilinden, üslubundan ancak onlar anlar!

Her şeye rağmen yine de umutluyum...
Anketlere inanıyor, güveniyorum.
Yüzde 38 gösteriyorlar...
Bu demektir ki iktidarın bileti kesildi...
Hızlı yükseliş, hızlı çöküş...
Yakışır Bakara-Makara takımına...
Yalnız ne koyacağız yerine?
“Hele bir gitsinler”...
Gerisi kolay!

Bir CHP, HDP koalisyonu neden olmasın?
Kürt milliyetçisiyle, Türk ulusalcısı el ele, omuz omuza...
Ayarlar İmralı güzelinden...
Yerli malı Büyük Ortadoğu Projesi girecek devreye...
Yeni Fatih oturacak köşke...
Adı: Kemal Kılıçdaroğlu...
“Yürü be koçum, kim tutar sizi?”
Desem de...
MHP faktörü var...
Plânlarını elli yıllık yapmış...
Mümkün mü?
Tek başına iktidar olmak...
Hayâl işte, ya da aç tavuk rüyası...
Fakat milliyetçilik yükselen değer...
On iki yıl dincilik rüzgârlarından sonra alternatifi Türkçülük, Kürtçülük...
Ne diyelim...
O da yakışır canım ülkeme...
Bekle bizi Avrupa...
Büyük buluşmamız bin yıl sonra...
Nasıl olsa alıştık insanlık onurunun yerlerde sürünmesine...
Çünkü kör siyasetin kurbanı olmuş bir halkın naçiz üyeleriyiz!

Hiç yorum yok: