bir şair vardı, öğretmen

18 Mayıs 2015

Bir bahar sabahı


Bugün Pazar, güneşli bir İstanbul sabahı.
Masmavi gökyüzü, hafif serinlik ürpertiyor.
Bahar tüm güzellikleriyle içimizde…...
Doğa uyanmış, gülümsüyor çiçekler…
Kuşlar bile bir başka ötüyor…
Davet ediyor denizlere…
Gönüller yorgun, yürekler yaralı…
Söz dinlemiyor aklım…
En derinden hayatı sarmalıyor…
Sımsıcak, bırakmamacasına…
Bahar geldi İstanbul’a.

Nazım’ın ceviz ağacı coşmuş Gülhane’de…
Şiirler saçıyor gölgesine.
Orhan Veli İstanbul’u dinliyor…
Kanatlar çırpıyor Yelkovan kuşları.
Aşiyan'da Fikret…
Eteklerinde saltanatın kalemi Yahya…
Yanı başında huzursuz huzurlu Tanpınar…
Az aşağıda aşkın ölümsüz tanığı Attilâ.
Yeşilçam geçmişte kalan bir rüya…
Onurlu sefaletin senaryoları elde…
Orhan Kemal yine işsiz, yine ekmek parası peşinde…
En yakın dostu Otyam…
İnadına üretiyor, sergiler açıyor doya doya…
Akdeniz’den selâm gönderiyor çılgın İstanbul’a.

Ada vapurları Melih Cevdet’e nazire yaparcasına sessiz…
Tadı yok yolcuların…
Gözler Sait Faik’i arıyor Burgaz’da…
Komşusu Hüseyin Rahmi her zamanki gibi hüzünlü…
Şarkı dinliyor Yesari Asım’dan…
Heybeli’de mehtap yalnız…
Lüle saçlı sarışın artık hayâl…
Sonsuzluğa göç edeli asırlar olmuş...
Yıllara rağmen hafızalarda yaşıyor.
Resmî geçit yapıyor birer birer dostlar…
Martıların çığlığı eşliğinde.
Ahmet Rasim köşe başında, çilingir sofrası önünde…
Bab-ı âli yokuşuna tırmanıyor Aziz usta.
Sen çok yaşa Mehmet Kemal..
Sayende öğlen rakılarını özlüyor insan.
Şemsi Paşa neşeli bugün…
Sahilinde eski yüzler…
Kimler mi?
Biz, bizler…
Yetmez mi?
Gözlerim, ellerim, yarınlarım kömür karası…
Teslim olmuşum Güzel Marmara’ya…
Boğaz’daki saraylara haykırıyorum;
“Sultan sultan, çık dışarı oynayalım!”
Duyuyor İstanbul, başı öne eğik, mahcup…
Utanıyor böyle bir alçağı bağrından çıkarttığı için…
Utanıyor Kasımpaşalısından, delikanlısından…
Sınıfına ihanet eden bir insan müsveddesi yarattığı için!

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: