bir şair vardı, öğretmen

24 Eylül 2012

Macit CÜNÜNOĞLU

        Haydi hayırlısı...

 
 
Çetin Altan ustamız yıllardır yazar durur;
“Köylerimizde kuaför olmadığı sürece bu toplum çağ atlayamaz”…
Ve ilâve eder; “Ne hoştur kadınlı erkekli masalarda şarap kadehlerini tokuşturmak!”
Ne dersiniz, ûstâdın özlemleri ham hayâl mi?

Belki on yıl öncesine kadar değildi, fakat şimdi; heyhat mı heyhat!
“Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini…”
Ahmet de sağlam yazar, bilhassa kadın konusunda uzman!
Çetin Usta’nın mahdumundan söz ediyorum…
Tehlikeli Masallar” adlı denemelerinde kırmızı çizgileri zorlar…
Hele bir rüya sahnesi var ki; aman da aman…
Yazsam, ayaklarıma beton döküp denize atarlar…
Ki balıklara yem olayım, yatacak yerim olmasın, iki metre toprağı çok görürler!

Böyledir liberal demokratların hâlleri…
Boş yere söylememiş Demirel; “Dün dündür…”
Önce Özal’ı desteklediler…
Yakın zamana kadar Erdoğan’ı…
Nasıldır, nedendir bilinmez…
İlâhi bir kudret, Altanları muhalefete çektiler!

Ve şimdi hep beraber haykırıyorlar; “önce demokrasi, hükümet devrilecek illâki!
Allaallah, Altanların hangi sözüne inanalım?
Balyozculara bile insanî yazılar döktürmüşler;
Biliriz mahpusluk ne demek!
Valla kafam karıştı, bu zat-ı muhteremleri okumak akıllara zarar mı?

Lâkin “üç çarpı dörtten”ten sonra bu memlekette özgürlük beklemek…
Hele hele de demokrasiden söz etmek…
Sizi bilmem ama yalakalığın sınırlarında dolaşmak demek!
Çünkü laiklik golü yedi, ofsayttan değil, direkt cepheden…
İtiraz merci-î de kalmadı, badem bıyıklılar her yerde…
Hoşgeldin muhafazakârlık, yarınlarımız dindarlık!

Peki, nereye uzanıyoruz?
İşte bütün mesele; “Olmak ya da olmamak”…
Gene de gidenden değil, kalan yüzde 50’den umutluyum…
Toplumun yarısı olmak az şey mi?
Demokrasi-laiklik destekli cumhuriyete yürekten inanırsak…
Duramaz önümüzde dinsel aromalı vurguncu düzen…
Emin olun, yıkılır gider…
Altanların desteğine ihtiyaç duymadan!

Son söz;
Balyozcuların içinde onlarca masum askerin olabileceğini tahmin edebiliyorum...
Ancak tepedekiler için derin üzüntülere gark olmadığımı ifade etmek isterim.
Asla rövanşist duygular içinde de değilim.
Az çektirmediler solculara, mıntıka temizliği yapar gibi çıktılar düşünce avına…
70’ler de, 80’ler de…
İktidarı ele geçirseler, bugün de!

Alerjileri var emeğe, onurlu insana, üretene yaratana…
Bir bellemişler M.Kemal
Bilseler ki eşsiz ÖNDER; sanatsever, mizahtan anlar, rakı içer…
Sapına kadar devrimci…
Altı yüz yirmi iki yıllık saltanata son vermiş…
Kurduğu cumhuriyetin temelinde insanlık çağdaşlık yatar.

Fakat çok geç…
Ortalıkta ne sendika kaldı ne sınıf bilinci…
Yarınlar karanlık mı karanlık.
Savaştan, inançtan besleniyor iktidar…
Barış, aydınlık öylesine uzak ki…
“Haydi hayırlısı” demekten başka bir şey gelmiyor elden!


www.gazetemen.com
 

Hiç yorum yok: