bir şair vardı, öğretmen

25 Mayıs 2017

Tanrılar çağı!

Macit CÜNÜNOĞLU
Çocuklardan söz ediyorum.
Yani Eric Fromm'un izindeyim.
Diyor ki, "Yirminci yüzyıl kadınların ve çocukların 
yüzyılı oldu."
Ne kadar da haklı.
Evimin önünde çocuk yuvası var.
Ağaçlar, çiçekler içerisinde dört dönüm bahçesi.
İstanbul için büyük şans.
Adı da: Harika
Balkonumdan her gün faaliyetlerini izliyorum.
Müthişler.
Bebelerin yaşı üç-altı aralığında.
Öğretmenlerin biri gelip biri gidiyor.
İngilizce, spor, müzik...
Hepsi tam tekmil.

Tabii, çocukluğum aklıma geliyor.
Amasya'nın dar sokaklarındaki sümüklü hâlimiz.
Kındak (misket) oynardık...
Çember çevirirdik.
Hele dokuz taş ile çelik-çomak oynamanın zevkine varılmazdı.
Ya kışın?
Kar yağmaya görsün...
Pirler yokuşu memleketimin Uludağ pisti.
On üç bin nüfuslu kentte ne kadar çocuk varsa orada.

Ancak kimse yaşadığımızın farkında mıydı?
Ne gezer.
Babalar ailenin reisi olarak ilk sıradaydı.
Sonra anneler.
Çocuklara gelince; paspas kadar değeri yoktu.
Ya şimdi?
Belki de doğrusu bu.
Saçlarını süpürge eden veliler eşliğinde özgürce yetişen çocuklar.
Daha doğrusu torunlarımız.

Güzel şarkılar da söylüyorlar...
Ezberlemiş şeytanlar.
En hoşuma gideni de; "M. Kemâl demek özgürlük demek..."
Çok yaşayın e mi...
Özgürce, gülümseyerek.

Hiç yorum yok: