bir şair vardı, öğretmen

09 Mayıs 2017

Yağmur altında

Macit CÜNÜNOĞLU






İstanbul'a yağmur öyle bir güzel yağıyor ki...
Sanki gökyüzü delinmiş.
Doğa müthiş, âdeta kenti yıkıyor.
Tabii siyasî pislikleri değil.

Geldik gidiyoruz...
Kimler gelip geçti hayatımızdan.
Demireller, Ecevitler, Özallar...
Bir tek Baykal'dan kurtulamadık.
"Katır inadı" derler ya; adam ölene kadar parlamentoda
kalmak zorunda!
Pes doğrusu!
Seksen yaşına geldi, hâlâ sağa sola mektuplar yazıyor.
En son Ertuğrul Özkök'e döşenmiş...
Diyor ki "benim sevdam Türkiye"...
Yahu ülke batıyor, bir ölçüde senin sayende...
Adamı musallat ettin memleketin başına...
Şimdi de kalkmışsın dert yanıyorsun.
Siirt milletvekili yaparken aklın neredeydi?
Sakın demokrasi falan deme...
Sen kim demokrasi kim?

Öncelikle demokrasiye inanan insan koltuğunu bırakmayı bilmeli.
Elbette yüreği yetiyorsa.
Nerdeee, tipik Doğulu refleksi.
Bir de sosyal demokrat olacak.
Git işine Usta, kaset skandalı olmasıydı bin yıl daha
partinin başındaydın.
Otur oturduğun yerde, değerli eşinin dizlerinin dibinde
torunlarını sev...
Eğer nedamet duygun gelişmişse.

Bu arada Fransa son seçimleriyle tarih yazdı.
Seçilen otuz dokuz yaşında...
Eşi yirmi dört yaş büyük.
Allah muhafaza; ya bizde olsaydı (olmaz ya)...
İpliğinin pazara çıkmasının yanında ne uçkuru kalırdı,
ne de kişiliği!
Dolayısıyla bu toplumun bin fırın ekmek yemesi lâzım...
Çağdaş olmak istiyorsa.






Hiç yorum yok: