bir şair vardı, öğretmen

29 Kasım 2017

Cennetin pasaportu!

Macit CÜNÜNOĞLU






Boş verelim memleket meselelerini...
Ne hâlleri varsa görsünler...
Zarrab'mış, Suriye'ymiş aslında umurumda değil.
Yeter ki evlâtlarımıza bir şey olmasın.
Daha doğrusu genç bedenler toprakla buluşmasın.
İnanın ölümler karşısında içim acıyor, ister Türk ister Kürt olsun.
Barıştan keyiflisi var mı?
Örneğin Sevan Nişanyan, yakın zamanda hapisten tüydü...
İyi de yaptı, Yunanistan'ın Minos adasına yerleşmiş...
İkide bir de turlar düzenliyor...
Hem de rembetiko müziği eşliğinde...
Saltanata bakar mısınız...
Türkiye'den de katılan çok...
Çalsın sazlar oynasın kızlar...
Gerçekte hayat denilen şey bu...
Yoksa siyaseti takip etmek, hele de peşine takılmak...
Ne kadar zor, üstelik bir o kadar da sıkıcı.
Ortaya saçılan belgeleri izlemektense iki duble rakı
içmeyi tercih ederim...
Sohbetin koyusu da masadaysa uzanalım sadabada!

Zaten ömür dediğimiz nedir ki...
İki parantez arası, nasıl yaşayacağınız arzularınıza bağlı.
Öğrenme isteğini, merak duygularınızı beslerseniz zaman kısa...
Yüz yaşına kadar yaşasanız da hâlâ eksik kalan bir yanlar vardır.
Hâlbuki Vang Gogh'u keşfetmek, Mozart'ın melodileriyle
güne uyanmak, akşama doğru Kemani Sarkis'in şarkılarını

terennüm etmek...
Bence ölümsüz tatlar.

Yoksa Ankara gündemi boktan...
Saray entrikaları Bizans'ınkinden de beter.
Son olarak Man adası çıktı karşımıza...
Offshore hesaplar bir yandan, sahtelik iddiaları diğer yandan.
Mide bulandırıcı...
Ancak utanması olmayan vicdansızların yönettiği ülkeden
ne beklenir ki?

Dediğim gibi en iyisi gündelik yaşamdan arınmak...
Sığına biliyor musunuz minik bir adacığa...
Yaşayın doya doya.
İllâki Minos olacak diye de kural yok...
Evinizde olabilir...
Yeter ki müzik olsun, duvarlarında birkaç tablo.
Bir de yarin gönlü sizi hoşnut tutuyorsa...
Emin olun bugünden cennettesiniz!

Hiç yorum yok: