bir şair vardı, öğretmen

26 Ocak 2016

Üç ölüm!

Macit CÜNÜNOĞLU










Geçtiğimiz hafta tanınmış üç kişi öldü.
Biri işadamı Mustafa Koç...
İkincisi popüler siyasetçi Kamer Genç...
Sonuncusu da ünlü edebiyatçımız Tahsin Yücel.
Üçü hakkında da çok şey yazılıp söylendi...
Öyleyse ben de düşüncelerimi açıklamalıyım.
Öncelikle Mustafa Koç hakkındaki Tofaş işçilerinin
taziye mesajı ilgimi çekti...
Özetle "insan olarak üzüldük ama hakkımızı helâl etmiyoruz" mealindeydi...
Aynı görüşteyim...
Hatırlarsınız; yakın tarihte söz konusu fabrikadaki işçi kıyımları had safhadaydı...
Koç grubu kılını bile kıpırdatmadı.
Böyledir bu işler...
Toplumsal hafızası dumura uğramış toplumlarda yapılan kötülükler,
fenalıklar çabuk unutulur...
Ve ölüm zamanı da geldi mi; kör gözlü badem gözlü olur!

Aynı şekilde Kamer Genç...
12 Eylül faşizminin "Danışma Meclisi" üyesi...
Ayrıca iki dönem DYP milletvekili...
Faili meçhul cinayetlerin kol gezdiği dönem...
Sokaklar kan gölü...
Kamer Genç kürsüde, mizahın en kabasıyla karşımızda...
Âdeta meclis fenomeni...
Kızanı çok, güleni az...
Çiçek sulamasıyla ünlü siyasi figür...
O da bu dünyadan ironik bir sedayla gelip geçti.

Bir de Tahsin Yücel'imiz var ki...
Elbistan'ın köyünden...
Yoksul hayatların en çarpıcısı...
Galatasaray Lisesi'ne uzanan hayat serüveni...
Yurt dışı mastırları...
Romanlar, çeviriler...
Edebiyatımızın kilometre taşı...
Tek kelimeyle parlayan yıldız.
O da bu dünyadan sessiz sedasız göçüp gitti.
Ancak insanlığın değerlerindendi...
Unutulmayacak, bıraktığı eserlerle yaşayacak...
Sanatın zirvesinde dolaşan gerçek bir güneşti.

Son söz olarak da: Üçü de nur içinde yatsın...
Lâkin güneşimizin melekleri bol olsun ki...
Sonsuzluktan aydınlatmaya devam etsin.
İşte benim görüş ve düşüncelerim...
Onaylayana da eyvallah, onaylamayanada...
Her zaman olduğu gibi: YAŞASIN SANAT derim.

Hiç yorum yok: