bir şair vardı, öğretmen

20 Ocak 2016

Gülümse

Macit CÜNÜNOĞLU











Çürümüş bir devlet nasıl olur?
Uzağa gitmeye gerek yok, memleket manzaralarını seyredin yeter!
Öncelikle düşünce yasak, hele ifade etmek...
Yandınız.
Hapishaneler tıka basa dolu...
Pek çoğu aydın, muhalif...
Evet, katlanması zor ama bu bir tarihi süreç...
Elbette geçeçek...
Lâkin ağır tahribatlarla, onarılmaz yaralar açarak.

Yüz yıllık Cumhuriyet birikimini kolay harcadık.
Ancak asıl üzüntü veren...
Bir kişinin, yanlış okumadınız; bir kişinin ihtiraslarının
kurbanı olmak...
İnanın yapılanlar, hakarete varan demeçler tahammül sınırlarını
zorluyor ve insanın kanına dokunuyor.
Tabii bu sistemin adı demokrasi olamaz...
Olsa olsa dinci faşizm denir ki...
Hukuktan arınmış, sarayın ağzına bakan adalet...
Özetle; mekanizmaları iflas etmiş ucube bir devlet!

Düşünsenize heykeller yıkılıyor...
Karar mercii O...
Sanki Taliban'ın ülkesinde yaşıyoruz...
İki üç yıl önce Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'nde
bir sergi gezdim...
Heykeltraş Mehmet Aksoy'un...
Dünya çapındaki sanatçımız...
Yarattığı eserler olağanüstü.
Fakat kim anlar?
Bilhassa Osmanlılık ruhu diye yırtınan zihniyet...
Düşmüşler diktatör Arabın peşine...
Ülke pazarlıyorlar.
Kafa göz yararak, kan akıtarak...
"Barış" söylemi yasaklanıyor...
"Çocuklar ölmesin" demek suç...
Sonuç itibariyle tuhaf ülke oldu canım memleketimiz!

Neyse ki sanat var...
Sarıp sarmalayan.
Kimi çareyi kör kuyularda, dogmatik inançlarda arar...
Bense heykel, resim peşindeyim...
Kulağımda Beethoven'ın devrimci müziği...
İlerliyorum hayatın içinden...
Gülümseyerek...
Her şeye rağmen!

Hiç yorum yok: