bir şair vardı, öğretmen

18 Ekim 2015

Üstü kalsın!

 

 
 
Hafta sonlarını torunlarla geçirmek gelenek hâline geldi.
Takdir edersiniz ki torun aşkı dünyanın en değerli duygusu.
Öncelikle sorumluluk size ait değil, yetiştirip büyüten ana baba var...
Size sadece sevmek kalıyor, yani sevdanın yolları...
O da bende fazlasıyla mevcut, İstanbul'u saracak kadar!

Büyüğüyle sohbet ediyoruz...
Söz Nobel'den, bilimden açıldı ve Einstein'a kadar uzandık.
Çocukluğunda konuşma zorluğu çeken afacan okul hayatını hiç sevmiyormuş...
Üstelik okulları hapishaneye, öğretmenleri de gardiyana benzetiyormuş.
Gerekçesi de soru sormasının hoş karşılanmaması, dolayısıyla da meraklarını,
daha doğrusu öğrenme arzusunu giderememekmiş.
Gel zaman git zaman büyümüş, dünyaca ünlü bilim adamı olmuş...
Hatırlarsınız, neydi meşhur İzafiyet Teorisi: E= Mc2...

Evet, bilimle ilgilenmek güzeldir...
Ayrıca bilim insanı olmanız da şart değil...
Yeter ki sevin...
Hele de Cemal Yıldırım hocamızın eserleriyle tanışmışsanız...
Değmeyin keyfine...
Her kitabı ayrı bir heyecan...
Âdeta evrenin sonsuzluğuna yolculuk...
Galaksiler arası gezip yıldızlara konuyorsunuz.

Neyse ki torun meraklı, bilim üzerine üç beş konuşma fırsatı buluyorum.
Yoksa günlük dedikodular içinde boğulup gideceğiz...
Deken acı haber yetişiyor:
"Dağlıca'da üç şehit"...
Bu kaçıncı?
Ayrıca PKK ateşkes ilân etmedi mi?
Ne yapmalı bilmem ki...
Akan kanı nasıl durdurmalı?
Tamam, Sultanımızın emriyle barış falan tarumar oldu...
Eyvallah...
Lâkin bu kadar da sahtekârlık olmaz ki...
Devlet yalancı, PKK yalancı...
Al birini vur öbürüne!

Fakat bir kez daha inandım ki bu ülkede mutlu olmak, gülümsemek haram...
Tabii vicdan sahibiyseniz...
Yok burnumdan aşağısı Kasımpaşa diyorsanız...
Kasımpaşalı olursunuz ki...
Allah göstermesin...
Ne Şam'ın şekeri ne Arabın yüzü!
Üstü saraylarda kalsın!

Hiç yorum yok: