bir şair vardı, öğretmen

03 Eylül 2024

EYLÜL’DE GEL


Amasya beni çağırıyor.
Geçen gün mesaj atmış:
“Ağustos sıcakları geçti, Eylül’de gel.”
Gel de bu samimi davete icabet etme.
Aslında memleketime en son ziyaretimi 2017 yılının haziran ayında yapmıştım.
Şaka maka değil, yedi yıl geçmiş.
Dayı oğlum Celal’le (Sonuşen) dolu dolu beş gün geçirmiştik.
Hiç unutamayacağım, lezzetli bir tatildi.
Ama can kardeşim Celal yok artık.
Sonsuzluğa göçeli altı yıl oldu.
Melekler yoldaşı olsun,
O’nsuz Amasya çekilir mi?
Yine de kolayca vazgeçilecek memleket değil.
Onca tahribata, molla Vali’ye rağmen mihrap yerinde.
En azından Yeşilırmak boyları, dağlar var.
Çevresi çok değişse de Selağzı yerli yerinde.
Hele Kocacık çarşısı, Amasya’nın Beyoğlu’su.
İki tur atmak ömre bedel.
Tabii gözler İlhamiler’i, Ortanca Şadi’yi, saatçı Sırrı’yı,
Özdemir kardeşleri, Çulteks Ekrem’i, Yakubunni’yi,
boyacı Şerif’i, Sokullular’ı, kuyumcu Dikran’ı arasa da
biliyorum ki hepsi başka dünyadalar…
Ve hatıralarımın en kıymetli yerindeler.
Zaten Amasya’yı anılarla gezmek güzel.
Çünkü bugünkü hali bana hitap etmiyor.
Kulüp yok, Park yok, Lise yok…
Neyleyim Hilton’u, Elma oteli, Yamaç Bistro’yu…
Ali Kaya da sizlere ömür…
Geriye de bir Ebemü kalıyor.
Canım benim, Hüseyin Aylak da genç yaşta aramızdan ayrıldı,
Ebemülüydü, iyi bir fotoğraf ustasıydı…
Gölbaşı tesislerinde O’nunla buluşmak isterdim…
Heyhat, çoğu dostum gibi O da toprakla buluştu.
Ya Alpaslan (Samur), Ortaokul’dan sınıf arkadaşım.
Amasya’nın âdeta yaşayan hafızasıydı.
Kentlisinden köylüsüne kadar herkesi tanır, soyağacını bilirdi.
Ama talihsiz kaderi yakasını bir türlü bırakmadı.
Nihayetinde de geride kalan onca acılarla
Tekir Dede’ye taşındı.
Toprak incitmesin değerli dostumu.
Fakat kentte hâlâ ayakta kalmayı beceren efsaneler de var.
Örneğin Nurettin Naci Karademir, nam-ı diğer “Minik kuş”.
Gün geçmiyor ki sesi bir yerlerden duyulmasın.
En son doğduğum mahallenin (Gümüşlü) sokaklarındaydı.
Esnaf dinleyici kitlesi, karaöke eşliğinde “Günaydın programı”
yapıyor.
Tabii televizyon kameraları kayıtta, akşama da ekranlarda.
Alın size sazlı sözlü turizm elçisi.
Vallahi her kente nasip olmaz, 68 yaşındaki hemşerimizin
kıymetini bilmek lâzım…
Derken Amasya seyahat programımı bir an önce hayata geçirmeyelim.
Çünkü el ayak tutuyor, henüz baston desteğine de ihtiyacım yok.
Emekli bütçemi de denkleştirdim mi ver elini Amasya.
Başta yazmıştım, mesajda ne diyordu Amasya:
“Eylül’de gel.”
Söz, sarı yapraklar düşmeden sendeyim.
Bekle beni, masayı kur ırmak kenarına, nevale olarak kavun beyaz peynir yeter.
Büyük kuzu benden…
Of ulan offf!
Şimdiden ağzım sulandı, öyleyse katılalım dostlar kervanına.
Hep birlikte kadehler havaya, güzeller güzeli Amasya’nın şerefine!
Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: