bir şair vardı, öğretmen

26 Temmuz 2012

Aydınlık Yarınlar

.

12 Eylül…
Sıkıntı çok, kaçaklık günleri…
Bir taraftan ekmek kavgası, diğer taraftan yakalanma korkusu.
Daha Özalizm ilân edilmemiş…
Oturduğum apartmanın bahçesinde araba sayısı tek…
Röno…
Sahibi: Emekli Başçavuş…
Sanırsınız cuntanın Özel Kalem Müdürü!

Omzu değil kolu pırpırlı asker eskisi…
Arabasına aşkından olsa, binanın ortak kullanım alanını özel garajı yaptı.
Aslında kocaman bahçe, alayı otopark.
Lâkin henüz ufuklar dar, öncelikle ehliyetimiz yok…
Beyinsel kalibremiz yetmiyor almaya…
Yalnız o’nun var!

Komşularım öğretmen, emekli, memur, küçük esnaf…
Fakat gediklimiz imparator…
Bir afra tafra…
Arkasına almış faşizmin gazını…
Sanırsınınız Hitler’in yeni versiyonu!

Neyse, kışlasında yaptığı işgâl kanımıza dokundu…
Acil bir toplantı…
Yıkım kararı çıktı.
Başta hâkir kulunuz, elinde balta…
Bir gece vakti yıktık garajı cümbür cemaat.

Tepkisiz kalır mı kumandan?
Anında dava…
Gerekçesi: “Özel mülkiyete tecavüz!”.
Çıktık mahkemeye…
Kaç kişi?
İki…
Çoğu komşum sinmiş, özür dilemiş!

Yalnız Hakim konuya hakim…
“Söyle şikayetini?” demesiyle…
Bizim dıngıl: “Arabamı kıskanıyorlar” demez mi?
Sonuç malûm…
Bir fırça, hakkımızda beraat!

Bütün bunlar aklıma nerden geldi?
Tahmin edin bakalım…
İpucuna gerek var mı?
Bizimki canım…
ABD’ye arkasını verip komşularına efelenen!
Hani “oyun kurucu” diyorlar ya…
Kırk yıllık dostuna ihânet eden.


Kargadan başka kuş, Kâbe’den başka kıble tanımayan…
Ki aslî görevi taşeronluk…
Sahibinin sesi…
Utanmasa Amerikan bayrağıyla dolaşacak.

Saldırır sağa sola…
Ne hak bilir ne adalet ne vefa…
Arkadan hançerleme ustası…
Bir de Arap kavmine lâf ederler!

Elbet tarih yazacaktır…
Mazlumdan yana gözüken siyaset bezirgânlarıyla…
Kapitalizme uşaklık eden din tüccarlarını.
Tanrıya şükürler olsun…
Bizim ülkemizde yok…
Var gözükse de kesin gidiciler…
Sağlamdır temeller…
Endişeniz olmasın, aydınlıktır yarınlar.


.

Hiç yorum yok: