bir şair vardı, öğretmen

21 Ağustos 2016

Sisler arasından...

Nobelli Aziz Sancar ülkemizde yaşasaydı bu ödüle ulaşabilir miydi?
Hiç sanmam!
Aynı şekilde Aslı Erdoğan...
Dünya çapında geleceğin en iyi 50 yazarı arasında gözetiliyor...
Şimdi terör, halkı kışkırtma gerekçesiyle tutuklandı.
Ne kadar büyük talihsizlik; yazık, çok yazık!
Parlayan yıldızları karartmada üstümüze yok.
Dar ettik Nazım'a ülkeyi...
Sabahattin Ali'yi sopalarla öldürdük...
Zavallının mezarı bile yok.
Vahşet ortamındayız...
Düğün alayı bombalanıyor; 51 ölü, onlarca yaralı.
Kan kokusu dört bir tarafa yayılıyor.

Benim anlamadığım; "savaş" sevilesi bir enstrüman mıdır?
Paşa paşa siyaset yapmak varken, katliamlar niye?
"Oy getiriyor" diyebilirsiniz...
Ancak nereye kadar?
Biliyorsunuz; Uludere ile hesaplaşamadık...
Kapandı gitti.
Ve daha nice olay, hepsi hazin, hepsi feci!
Ayrıca insan yaşadıkça insanlığından utanıyor.
Barbar bir zihniyet tarafından yönetildiğinin endişesine kapılıyor.
Bir nevi İŞİD kafası...
İşkenceden, kesmekten, yakıp yıkmaktan hoşlanan hastalıklı yapı.
Adını da koymuşlar: Cihat kültürü!

Evet, bu gidişle topraklarımızda barışı özlemek hayâl.
Demokrasi, insan hakları kâğıt üzerinde birer fantezi.
Ancak İmam-Hatipler gerçek.
Çünkü gelecek oralardan inşa edilecek.
Dile kolay, doksan küsur yıllık kin...
Hedef Cumhuriyet'i yıkmak, M. Kemal'i bilinçlerden kazımak.
Baksanıza; her taraftan artezyen gibi cemaat, tarikat fışkırıyor.
Uygarlık bugünkü şartlarda vatanımıza o kadar uzak ki.
Tabii beton imparatorluğunu, AVM saltanatını kastetmiyorum.
En büyük tehlike gericilik...
Tarihin akışını tersine çevirmek...
Başarabilirler mi?
Yazarları içeride, senfoni orkestraları kapatılmış, tiyatrolarına
kilit vurulmuş toplumda yaşamaya gönüllüyseniz EVET...
Hayır, ben özgür insanım ve onurluyum diyorsanız işleri zor...
Çünkü milyonlarız...
Şimdilik sessiz ve sakin...
Sadece kırılma noktasını bekliyoruz...
İşte o zaman sarıldığımız yılanın kuyruğunu bırakacağız...
Halk düşmanlarını saraylarına mahkûm ederek!





 

Hiç yorum yok: