bir şair vardı, öğretmen

31 Temmuz 2015

Yolculuk öncesi...

Macit CÜNÜNOĞLU
31/07/2015 11:28

 

 
 
Mezzo Classic&Jazz TV adlı bir kanal var...
Digitürk’ün 102 bandında yer alıyor...
Adından anlaşılacağı üzere klasik ve caz yapıyor.
Fransız orijinli, 1988 yılından beri yayında.
Tabii izlemek büyük bir keyif...
Hatta ayrıcalık...
Nadir Nadi üstadın dediği gibi: “Mutlu azınlığa dâhil olmak” gibi bir şey.
Zaten müzik dünyası bambaşka...
Birleştirici, kaynaştırıcı...
Görünmeyen bir huzur kaplıyor ruhunuzu...
Melekler dans ediyor gönlünüzde...
Uzaklaşıyorsunuz gezegenden...
Bulutlara yaklaşıp gündelik hayattan kopuyorsunuz...
Dinleyin, asla pişman olmazsınız.

Yoksa bu toplumda yaşamak zor...
Her güne yayılan cinayetler...
Adı ne olursa olsun, sonuç da insan hayatı...
Kahrolası teröre kurban gitmek...
Geride kalanların yanan yürekleri...
Sel olup akan gözyaşları...
Bir kişinin iradesine bırakılmış “Barış süreci”...
Başlatan O, bitiren O!

Geçenlerde Berlin’deydim...
Almanlarla, on binlerdik...
Göl kenarı, sahnede Berlin Flarmoni Orkestrası...
Beethoven çalıyor, 9. Senfoni...
Dinleyiciler kendinden geçmiş...
Yüzlerde gülümseme, ışıldayan gözler...
Aryalar dalga dalga ulaşıyor yüreklere...
Müthiş bir sessizlik...
Belki cennetin hâli...
Mutluluk uçuşuyor...
Gel de kıskanma!

Hasan Hüseyin geldi aklıma...
“Acıyı bal eyledik” şiiri.
İnsanlık nelerle mutlu oluyor...
Bir de biz?
Acı bal eylenir mi?
Bal gibi eylenir!
Mademki seçtiğimiz kara vicdanlı politikacılara mahkûmuz...
Aksın kanlar, ağlasın analar...
Kimin umurunda?

Artık televizyon izleyemez, gazete okuyamaz hâle geldim...
Yoruldum cinayet haberlerinden, çatışma yorumlarından.
Aslında yaşadıklarımız iç savaş...
Adı konmamış; IŞİD’li, PKK’lı, Derin Devletli...
Rüzgâr sinsice esiyor, kurnazlık hainlik vahşilik dokusunda...
Elden hiç bir şey gelmiyor...
Sadece izliyoruz; çaresizce, zavallıca, kahrolarak!

Berlin’de Flarmoni Orkestrası’nın sesi yayılıyor sonsuzluğa...
Bu topraklarda duyulmayan...
Bıktım artık Saray efendisinin tafralarından...
Yalandan, riyadan, azametten, kibirden...
Beethoven’e sığınıyorum.
İyi ki Mezzo var...
Bana dünyayı sunan...
İnsanlığın en güzel hâllerini.
İstifa ediyorum yurttaşlıktan...
Yola çıkıyorum, hiç yaşanmamış aşklara doğru...
Geride kalsın acıyı bal eyleyen şiirler...
Zaten gözlerim nemli...
Olimpos dağına tırmanıp doya doya ağlamak istiyorum!

Hiç yorum yok: