Mozart’la ilk tanışmam Nadir Nadi’nin “Dostum Mozart” adlı
kitabı sayesinde oldu.
Aslında Nadir Nadi’yi Cumhuriyet gazetesi patronluğundan ve
Ta ki bu kitabı okuyana kadar.
Seksenli yıllarından başlarında Çağdaş Yayınları’ndan çıkmıştı.
222 sayfalık küçük bir eser.
Ancak kitabı okuyunca hem kendisinin müzik yeteneğini öğrendim,
hem de Mozart’ın dünyasını keşfettim.
Aslında dünyanın en büyük bestecilerinden biri olarak kabul edilen
Mozart önü arkası 35 yıl yaşadı.
1756 yılında Salzburg’da doğdu, 1791 yılında Viyana’da öldü.
Zenginliğe de şöhrete de kavuştu, ama yoksul öldü.
Bu nedenle de kimsesizler mezarlığına gömüldü, doğal olarak da
mezarı kaybolanlar arasına katıldı.
Ah canım benim!
Aslında bu sabah Mozart’ın 41 No’lu senfonisi ile güne başlamıştım.
Bestecinin en sevdiğim eserlerinden biri.
İçsel dünyamda öylesine bir yolculuğa çıktım ki…
Aklıma ne siyaset, ne güncel politika geldi.
Tek adam hegemonyası, hukukun yerlerde sürünmesi, alengirli
barış süreci, muhalefetin çırpınışları…
Hepsini bir kenara ittim, sadece Mozart’ın eşsiz müziği eşliğinde
kaybolmak istedim.
Hatta hiçbir limana çapa atmadan okyanuslara açılmak arzusuyla
yanıp tutuştum.
Öyle de yaptım.
Reguiem’i en sona bırakarak büyük ustanın, başyapıtlarını
bir bir dinlemeye başladım.
Sırasıyla:
Piyano Konçertosu No. 21.
Klarnet Kuinteti.
Figaro’nun Düğünü.
Sihirli Flüt.
Nasıl mutlu oldum, bir bilseniz!
Yazılarımda her zaman iyilikten, güzellikten söz eden, yaşamımın en kötümser anlarında bile kimi zaman biraz acı, biraz buruk da olsa hayata gülümseyen,
ama hiçbir zaman küsmeyen kişiliğimle bir kez daha hazzın doruklarında gezindim.
Nadir Nadi’nin kitabı rehberliğinde üstün sanatçının insan olarak zaaflarını,
yaşama harika çocuk olarak başlayışını, harika çocuk olarak ölüşünü,
Mozart’ın yaratma sancıları içindeki bunalımlarını gidermek için akıl almaz
kaba saba şakalar yapan çocuksu kimliğine de şahit oldum.
Bir de neşeli, hoşgörülü, daima iyimser, çocuk ruhlu Mozart'ın üstün yaratıcılığı, hüzünle umudu birleştiren dehasına bir kez daha hayran oldum.
Evet, 18. Yüzyıl’da bu dünyadan bir Mozart geçti…
Klasik müziğin dâhisi, romantik müziğin ilk temsilcisi…
Sanat evreninin en parlak yıldızı…
Ve Nadir Nadi gibi benim de en yakın dostum…
Sanatsal yoldaşım Mozart.
Eşsiz eserlerinle huzur buluyorum, seninle yolculuklar yapıyorum…
Ve hepsinden önemlisi sol mememin altındaki cevahiri aşka açık tutuyorum.
Yetmez mi?
Macit CÜNÜNOĞLU