bir şair vardı, öğretmen

11 Aralık 2018

Canım benim

Celal SONUŞEN



Dayıoğlum Celal'i de sonsuzluğa uğurladık.
Ailenin beşinci çocuğuydu.
Doğumunu hatırlarım, sarı saçlı sevimli bir bebekti.
Faytoncu olan İskender dayım, vefakâr eşi
Sündüs yengemle birlikte bin bir güçlüğe
göğüs gererek altı evlatlarını büyüttüler.
Fakat ismiyle müsemma Celal farklıydı.
Gözü kara, yiğit bir gençti.
Korkusuzdu ve kalıbının adamıydı.
12 Eylül öncesi eylemlerdeki fedakârlığını
duyduğumda çok gururlanmıştım.
Ve doğduğum topraklar olan Amasya'ya
gidişlerim sıklaştıkça Celal ile arkadaşlığım
derinleşti ve kadim dostluğa dönüştü.
Sevgili karısı Ayşe, dünya tatlısı yavruları
Sıla ile Ozan benim için yakından da öte
aile niteliğine büründü.

Evet, değerli Celal'i amansız hastalığın pençesinde
dün kaybettik, bugün de yıldızlara yolcu ettik.
Elbette çok sarsıldım, yokluğunun acısını
şimdiden içimde hissetmeye başladım.
Yaşadığımız anılar film şeridi gibi bir bir
gözlerimin önünden geçti.
İçtiğimiz onca rakı, Ebemü sefalarımız,
Ballıca mağarasına yolculuğumuz, Tokat kebapları,
döner tezgâhının başına geçmeleri...
Kardeşim yok artık, sanki hayâl.

Çok özleyeceğim çoook.
Yalnızca bir akraba, bir dost kaybetmedim...
Canımdan bir parça kopup gitti.
Nurlar içinde yat Celalim...
Bekle beni, yarım bıraktığımız âlemi
sonsuzlukta da sürdürürüz...
Söz, sensiz bu dünyada geçirdiğim ilk günüm...
Gözlerinden öperim, canım benim.

Macit CÜNÜNOĞLU





Hiç yorum yok: