bir şair vardı, öğretmen

25 Temmuz 2016

Akşamın içinden...

Yıllar öncesinden kopup gelen anılar.
Bölük pörçük.
Hepsi birer belge.
Belki bir fotoğraf değil, belki yazılı kaynak yok...
Ancak yüreklere kazınmış.
Gözünü seveyim sosyal medyanın.
Çoğu zaman hafife alırız ama işlevi büyük.
Gönüller gönüllere kavuşur...
Hem de tam düşünüp, yoğunlaştığımız anda.
Bu akşam Nurten Halamız aradı...
Taaa Amerika'dan...
Görüşmeyeli yüzyıllar olmuş.
Rahmetli eşimin, çocuklarımın akrabası...
Hatta mesleği itibariyle bir idol.
Face üzerinden.
Tabii heyecanlanıp mutlu oldum.
Ölümlü dünya.
Yaşım yetmişe dayandı...
Geleceğe ne kadar dostluk, sevgi bırakabilirsem o kadar zenginim.
Bu saatten sonraki temel felsefem de bu.
Ne mutlu bana.
Değerli halamız telefon numaramı alıp görüşme isteğini iletti.
İçimde bir sevinç. bir burukluk...
Ve kaybolan yıllar.
"Hangisi ağır basıyor derseniz?"...
Cevabı zor...
Ortak paydamız bir melek...
Dokuz yaşındaki ağabeyinin izinden yürümüş...
İstikâmet toprak...
İster kader deyin, ister kör talih...
Ya geride kalanlar...
Onca hasret, onca yoksunluk...
Velhasılı kelâm bu dünyanın düzeni tuhaf.
Yine de umut var..
Sevgiye, saygıya inanıyorsak
Ve yolumuz insanlıktan geçiyorsa.





Hiç yorum yok: