bir şair vardı, öğretmen

27 Haziran 2015

Nasıl bilirsiniz?

Macit CÜNÜNOĞLU
27/06/2015 17:46

 

 
 
İyi bilmem...
Yalnız Demirel’i değil...
Baykal’ı da, Arcayürek’i de.
Açıklayayım...
Öncelikle Demirel’in elleri kanlı...
Çünkü siyasetinde arkadaşlarımın, bir kuşağın kanı var.
“Yollar yürümekle aşınmaz” diye bir devri kırdı geçti...
Yetmedi...
Yetmişli yıllara damgasını vurdu.
“Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz” dedi...
Ki o sağcılar, o tosuncukları binlerce cana kıydı!
O nedenledir ki asla affetmiyorum...
Ve öbür dünyada (varsa) iki elim yakasında olacaktır...
Bu böyle biline.

Gelelim danışmanı Arcayürek’e...
Bizi biz yapan değerli öğretmenlerim pek bir övgü yazdı arkasından...
Kimler mi?
Bedir Çankaya, Mehmet Bural ve Lemanser Sükan...
Şaştım kaldım...
Merhumun ne yurtseverliği kalmış ne antiemperyalistliği...
Hâlbuki adam danışman...
28 Şubat’ın mimarlarından...
Bugünlerin hazırlayıcısı...
Ne diyeyim?
Allah akıl fikir versin!

Ya Baykal...
Bu şahsiyete ne demeli?
Yılların kaşarı...
Tekrar piyasaya sürülmez mi?
Günahı çok sevabı az...
Çoktan tedavülden kalkması lâzım...
Ama CHP yok mu?
“Ellerim kırılsın” diye oy verdiğimiz parti...
Hakikaten sorun bizde...
Yakalandığımız hastalık mazoşizm mi...
Yoksa başka bir şey mi?
Bir de demezler mi “kadim genel başkanım”...
Ah politika...
Sen nelere kadirsin?

Sonuç itibariyle uzun süre güncel politikayla ilgilenmeme kararı aldım...
Lâkin gidenler (sonsuzluğa), gelenler...
Derken yine düştüm bataklığa...
Hâlbuki keyfim gıcır, moralim yüksek...
Fotoğraf makinem omzumda...
Dünyalar güzeli İstanbul önümde...
Kırıtıp kırıtıp duruyor...
Ben ki adım çıkmış çapkına...
Rahat bırakır mıyım?
Sevdalım martılar...
Cumbalı köşküm Haydarpaşa...
Referansım Kızkulesi...
Şamandıram Galata...
Parkurum Pera...
Of ulan offf!
Savulun, ben geliyorum...
Sana âşığım İstanbul...
Kendimi sevdiğim kadar

Hiç yorum yok: