16 Ekim 2025

GÖZÜM MEMLEKETTE!



Yine bir akşamın içindeyim.
Yalnız bu kez gözlerim açık.
Geçen hafta başı katarak ameliyatı geçirdim.
Tabii devlet hastanesinde.
Her zamanki gibi şansım yaver gitti…
Operasyonu yapan bölüm başkanı doçent.
Yer: Göztepe Şehir Hastanesi.
Hizmet kusursuz, yüzde doksan kayıplı “sol” gözüm
tekrar eski yeteneğine kavuştu.
Fakat her şey iyi hoş da dünyaya “sol” gözle bakmak
epeyce sıkıntılı, daha doğrusu ızdıraplı.
Şöyle ki toplumsal çelişkileri, hukuksal çürümeyi,
vicdanlardaki nasırlaşmayı tekrar daha net
görmeye başlıyorsunuz.
Ne acı!

Oysa ki uzun zamandır kitap okuyamıyor, televizyon izleyemiyordum.
Diyeceksiniz ki; “sağ göz ne güne duruyor?”
Haklısınız, o gözle de hayata bakmayı denedim.
Anında karşıma  palavracı asrın lideri ile şürekası çıktı.
Meydan onların, meclis onların, hukuk adalet kanun onlar…
Hoş geldin Silivri yolları, herkese yetecek kadar
mekân var…
Yeter ki muhalefetin gülleri çoğalsın…
Onlar zindanlarda soldurmasını biliyor.

Ama ben tüm günlük siyasi gelişmeleri  bir yana
bırakarak memleketim  Amasya’ya rotayı çevirdim.
Öncelikle ilk kez organize edilen “Kitap Fuarı”na
fevkalâde  sevindim.
Bugün de “Sinema Günleri” başladı…
O da ayrı bir heyecan, mutluluk.
Daha ne olsun.
Genç başkanımız Turgay Sevindi koltuğuna
ısınmaya başladı.
İyi işlere de imza atıyor..
Bir de benim gibi memleket sevdalılarının sesine kulak verirse ismi tarihe geçer.
Önerim çok basit; kent içinde asfalt yolları
parke taşıyla döşesin…
Döşesin ki kentin haysiyetli yolları olsun.
Önerimi küçümseme Turgay usta, Batı kentlerinin
yolları böyle.
Bir de Amasya Musiki Cemiyeti’ne tekrar omuz ver, hayat ver.
İnan ki kaynak bol, belki senin yaşın yetmez ama  Amasya  gerçek anlamda Giriftzen Asım beyin izinden
yürüyen ahaliye sahiptir…
En azından azımsanmayacak çoğunluğu.

Her neyse, gözüm açıldı artık.
Bu akşamlık bu kadar.
Bir dahaki sefere Amasya hayâllerimle buluşmak
umuduyla sayfa dostlarıma iyi akşamlar dilerim.
Saygıyla, sevgiyle.

Macit CÜNÜNOĞLU

08 Ekim 2025

MERHABA


Uzunca bir süre Amasya yazılarıma ara verdim.
Başlıca sebebi tekrara düşmek endişesiydi.
Çünkü doğduğum topraklar üzerine onlarca
yazı kaleme aldım.
Ve elimden geldiğince müstesna şehrimizi
eksiğiyle gediğiyle tanıtmaya çalıştım.
Umarım okyanusta bir damla kadar katkısı olmuştur.
Ancak tekrar klavyemin başına geçmemim asıl nedeni
kentimizde ilk kez düzenlenen “Kitap Fuarı” oldu.
Bir de fuar katılımcılarından değerli yazar
Alper Akçam’ın Amasya ile ilgili izlenimlerini
yazıya dökmesi.
Üstat yazısının başlığını
“Kişilikli bir şehir: AMASYA” koymuş.
Doğrusu ya; çok hoşuma gitti.
Ayrıca öve öve de bitirememiş.
Bir de kentin bezirgân müteahhitlerin hışmına uğramadığından
söz etmiş!
Tabii güldüm geçtim, demek ki sayın AKÇAM bir de
eski hâlini görseydi romanlar yazardı.
Ama her şeye rağmen “Kişilikli şehir” tanımını tuttum.
Ve Amasya’nın böylesi bir unvanı fazlasıyla hak ettiğini
düşünen gurbetçi hemşerilerinizden biriyim.
Ayrıca hemen hemen her gün bu platformda
AMASYA fotoğrafları paylaşmıyor muyum?
Öyleyse kişilikli şehrimizin kıymetini bilmemiz gerekiyor.
Bu arada yağmur dualarından başını kaldırıp
“Kitap Fuarı”nı akıl ederek hayata geçiren
Belediye Başkanı sayın Turgay SEVİNDİ’yi
can-ı gönülden kutlarım.
Yine de bir çıkıntılık yapmaktan geri duramayacağım:
Şöyle ki İstasyon’daki “Kapalı Pazar Yeri” fuar alanı için
hiç de şık olmamış.
En azından kitaba hakaret, “Kitap ve Hıyar” yan yana;
olacak iş mi?
Öyleyse bir dahaki sefere yıkılan Lise binasının arsasına
çok amaçlı ve de görkemli bir fuar- sanat-sergi
ve de konser salonu inşa edilebilinir…
Bence binlerce gencin eğitim gördüğü kentimize yakışır.
Ne dersiniz sayın Başkanım?
“He” de de, sevindir halkımızı.
Bu arada selefin Mehmet Sarı’nın giderayak kente attığı
kazığı da unutmadık.
Neydi o mesele?
Park işi canım, güzelim Belediye Parkı’mız yandı bitti
kül oldu, yerine de beş yıldızlı HİLTON kondu…
Kondu ama bina natamam yerinde duruyor.
İşin içinde bir kataküllü var ama ucu Sarı başkana dokunacak diye herhâlde kurcalanmıyor…
Neyse, günü geldiğinde Turgay başkan gerekli açıklamayı yapar
ve Amasya’da turizm patlar!
Ancak olan parkımıza oldu, aşklarımız sevdalarımız
hayâllerimiz ve hatıralarımız ile birlikte sonsuzluğa göçtü…
Öyleyse selâm olsun o devirlere…
Anılarımızdaki Amasya’ya.
Macit CÜNÜNOĞLU

CAN İÇİN CAN CANA

Bizim oralarda ''Dağ diye danılama, dağın kulağı var.'' diye bir deyiş vardır.  Hikâyenin aslı Kral Midas devrine aittir. An...