Pazartesileri iple çekiyorum... Dünkü gibi... Adres Erenköy, Kazım Karabekir Kültür Merkezi. Faslın kralı, musikinin zirvesi... Kimler yok ki... Üstatlardan kurulu nefis bir saz heyeti... Utlar, kanunlar, ritim sazlar... Neyde Aydın... Ve enerji patlaması; şeflerimiz Serfiraz ile Figen hanımefendilerden... Çalışmaya Bahar’ın buğulu sesi de eşlik edince... İyi geldi... Hem de öylesine ki... Yorulduğumu, sıkıldığımı fark ettim... Kirli siyaset, seviyesiz politikacılar, sığ ideolojik yapılanmalar... “Aman tanrım!”... “Dünyam bu mu?” dercesine... Neyse ki imdadıma sanat yetişti... Bir nefes, oksijen, hayatın akışı içinde bir mola... Ve huzurlarınızda Bimen Şen:
"Yüzüm şen hatıram şen meclisim şen mevkiim gülşen Dilim şen hemrevim şen hem serim şen hemdemim ruşen Nasıl şen olmasın gönlüm bu bezm-i iyşu iştrette İçen şen söyleyen şen dinleyen şen, yar ü ağyar şen”
Nurol üstat... İyi ki varsın, iyi ki yaşamışsın... Ve Ermeni olmana rağmen Türk musikisine yüzlerce eser kazandırmışsın... Hem de başyapıtlar. Öylesine ki... Fasıl dediğimiz saz heyeti senle başlar, senle coşar, senle biter... Örnek mi...
"Al sazını sen sevdiceğim şen hevesinle Çal söyle benim şarkımı sevdalı sesinle
Ben dinleyeyim ağlayayım gizlice böyle Çal söyle benim şarkımı sevdalı sesinle”
Ve daha niceleri... Özetle dün coştum duruldum... Hüzünlendim ağladım... Hep Bimen Şen vardı... Dört bin yıl öncesinden sesleniyordu yüreğime... Enderûnî Vasıf Bey’in sözleriyle...
“Bensiz ey gül gülşen-i âlemde mey nûş eyleme Andelîb-i aşkını hasretle hâmûş eyleme Gönlümü sahbâ-yı hicrânınla bîhûş eyleme Her ne cevr eylersen et ahdı ferâmûş eyleme”...
Artık Pazartesileri adresim belli... Fasıldayım... Ve popüler siyasete arkamı dönüp hayatımı yaşayacağım... Dostlarım musikişinaslarla birlikte; başrolde Bimen Şen... Arkasından Kemanî Sarkis, Tatyos Efendi derken...
“Her gece semâda ararım seni Yıldıza mehtâba sorarım seni Mestâne ağlayıp anarım seni Girersin rûyama sararım seni Gonca zannederim koklarım seni Sînemde can gibi saklarım seni”
şarkısını terennüm ederek yüzyıl öncesine, 1915’e bakacağım!
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder