Bir devrin meşalesi, aydınlık yüzü Çetin Altan ustayı da yitirdik. İlhan Selçuk'la beraber özellikle 60'lı yılların düşünsel kılavuzu oldular. Her ikisi de sözcüklere dans ettiren yazarlardı... Görüşlerine katılırsınız, katılmazsınız; geniş kitleleri bu denli etkileyen başka köşe yazarları tanımıyorum... Onlar ki bir dönemin siyasal rüzgârı, fırtınası olmayı başardılar.
İlhan Selçuk'u Ergenekon Masalları sürecinde toprağa verdik... Sağlam bir ulusalcı, Kemalistti... Giderayak MHP'yle bile uzlaştı... Ve "Katilleri mi affederim" dedi... Toprağı bol olsun... Sıkça yazdığı babası subaydı... Ermeni anasından ise hiç söz etmezdi Ne de olsa savunduğu değerlere aykırıydı. Nasıl oluyorsa; milliyetçi bir sosyalistti!
Çetin Altan'a gelince; kalem erbabından öte o bir filozftu... Onlarca fikrin babası, yaratıcısı oldu. Örneğin "cami ile kışla arasındaki kavga"... Hâlâ geçerli değil mi? Ne de olsa vesayet meselesi! Ayrıca kadostro sorununu çok önemserdi... Hazineden geçinenler yani! "Enseyi karartmayalım"la iyimserliğini korudu ama... Aması var işte... Son zamanlarında "ben böyle bir ülke hayâl etmedim" dedi.
Serbest piyasacılığı, Özalcılığı bir yana... Kadından, içkiden, mizahtan anlardı... Bir de Dünyalıydı... O kadar ki, galaksiler arası yolculuk edecek kadar. Dolayısıyla onun penceresi evrene farklı açılırdı... "Şeytanın gör dediği" boyutta.
Evet, bu toparaklardan bir Çetin Altan geçti... Her sabah yazılarını heyecanla beklediğim. O zamanki adıyla köşesinin adı: "Taş", gazetesi "Akşam"... İnanın o devirlerdeki hâlini özlüyorum... Parlamentodaki direnişini, adam gibi dayak yeyişini... Bir umuttu, bir nefesti... Ve böyle bir değer siyasî hayatımıza bir daha gelmedi. O nedenledir ki o bir yıldızdı... Asla unutmayacağım... Nurlar içinde yat büyük Usta...
Serbest piyasacılığı, Özalcılığı bir yana... Kadından, içkiden, mizahtan anlardı... Bir de Dünyalıydı... O kadar ki, galaksiler arası yolculuk edecek kadar. Dolayısıyla onun penceresi evrene farklı açılırdı... "Şeytanın gör dediği" boyutta.
Evet, bu toparaklardan bir Çetin Altan geçti... Her sabah yazılarını heyecanla beklediğim. O zamanki adıyla köşesinin adı: "Taş", gazetesi "Akşam"... İnanın o devirlerdeki hâlini özlüyorum... Parlamentodaki direnişini, adam gibi dayak yeyişini... Bir umuttu, bir nefesti... Ve böyle bir değer siyasî hayatımıza bir daha gelmedi. O nedenledir ki o bir yıldızdı... Asla unutmayacağım... Nurlar içinde yat büyük Usta... Meleklerin, toprağın bol olsun.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder