KARA-BİGA
Uzanan eski iskele, Karabiga kasabasında Kara, karadan da kara alın yazılılar Sırtında kömür dolu küfeler, Solgun yüzler Gider gelir yırtık pantolonlu çıplak ayaklar Motor bile yorgun taşıdığı yükten Dalgalara direnmez sallanır da sallanır Ama o! Bu gün işe çıktığından üstelik mutlu… Bir yirmi beşlik bile verecek Ahmedine Dilediğini alsın oğlan, simit, şeker ya da iğde Kara kara titrer yürekte, Ahmedi akıllı oğlan; “Onu bir yol okutsam, eminim Ali gibi aha şöyle bir muallim” Ahmedi taşıyamaz küfeyi, Ahmedi akıllı oğlan “Bizim karı yaman seneye doğurur gene, kız olsa bari sonraki” Karısı gelir önüne, örgü örgü saçları Kaçırdığı gün, dün gibi İki çocuk toprağa verdi hâlbuki.
Perihan Abla öldü... Karabigalı... Kocası Erol Çevikçe... Halamın oğlu, her daim gurur duyduğum. İlk yazısında yukarıdaki şiir vardı... “Bigazete”de yer aldı... Hayatın içinden süzülerek gelen satırlar... Bir an, bir tarih... Belki de yürek... Sustu artık... Biga’da başlayan nefes... Son adres; Amasya... Halamın yanı... Erol Ağabeyimin anası... Eminim Hoca Kazım... Ki -eniştem-... Kadından iyi anlar... Dilerim her ikisine de sonsuzluğa kadar (Hurilere kapılmadan) sevgiyle bakar... Üçünün de huzuru bol olsun... Nurlar içinde yatsınlar.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder