Yazıya iğneyi kendimize batırarak başlayalım… Aktaracaklarım Soğuk Savaş yıllarından. Radikal siyaset çatısı altında örgütlüyüz ve bir kısım yoldaşlarımız “devrimci şiddet”i savunuyor! Ne adına? Sovyetlerin kanlı tarihini savunmak için! Gerekçesi? Efendim, proletarya diktatörlüğünü kurmak kolay değilmiş… O nedenledir ki muhalif tüm unsurların yok edilmesi kaçınılmazdır… Öyleyse terminolojiye uygun olarak katledilmeleri, kurşuna dizilmeleri takdire şayandır! Offf, bakar mısınız barışsever, hümanist sosyalizme?
Gelelim günümüze… Ortalığı bir “cihat” ülküsü kapladı… Yalnız Arap âleminde değil, bizde de… İslâm denince şiddetle anılır oldu… Nasıl olsa düşman yaratmak kolay! İyi ki İsrail, Yahudiler var… Yoksa yanmıştık… Her yer Maraş, Çorum, Sivas!
Eskiden bir Filistin Kurtuluş Örgütü rüzgârı eserdi… Başında Yaser Arafat… Toprak kavgası verip devlet kurmayı özlerlerdi. Dünyanın çeşitli ülkelerinde temsilcilikleri bulunurdu… Bilhassa Batı ülkeleri tarafından verdikleri mücadele saygıyla, sempatiyle karşılanırdı… Hatta uçak kaçıran ünlü kadın militanları Leyla Halid bile kahraman ilân edilmişti!
Köprülerin altından çok sular geçti… Ne FKÖ kaldı ne Arafat ne de haklı kavgalar… “11 Eylül” milat oldu… El Kaide denilen kanlı örgüt ününe ün kattı… İhvan (Müslüman Kardeşler) hortladı… Gazze’de iktidarı elinde tutan Hamas azgınlaştıkça azgınlaştı… Şimdi de IŞİD, hemen yanı başımızda… Ortak paydaları cihat kisvesi altında kelle avcılığı yapıp insan kesmek! Din adına, mezhep adına… Vahşet, vahşet, vahşet!
Bizimkine bakıyorum, dün Maraş’taydı… Meydanda binler toplanmış, ağzını köpürte köpürte konuşuyor… Ve CHP’ye yalana, iftiraya sığınıp alçakça saldırıyor… Kin yüreğini karartmış, nefret söylemi olmuş… Utanmadan, sıkılmadan partiyi Hitler hayranı ilân ediyor! İnanın, artık sözün bittiği yerdeyiz. İnsan düşünmeden edemiyor; “bu mu devlet başkanı olacak?”… Halkını kucaklayan, tarafsız ve de âdil… Hani “kıçıyla gülmek” deyimi vardır, gözyaşlarıma yazık olur diye bendeniz kıçımla ağlıyorum… Ve çaresizlikten tanrıya yalvarıyorum: “Yarattığın şu yedi belâyı al da başımızdan git!”
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder