“Emek en yüce değer”...
Yaratanların, işçi sınıfının sloganıdır...
Bir zamanlar dağa taşa yazardık.
Sendikal örgütlerin peşinden koştuğu ülkü...
Uğruna nice canlar toprağa düştü...
Ülkemiz öylesine alt üst oldu ki...
Ne emeğin değeri kaldı ne de insanın!
Geçer akçe iktidarın gözü kapalı uşağı olmak...
O zaman sınıf atlamak kolay...
Hiç bir şey yapamazsan köşe yazarı olursun veya televizyonlarda yorumcu...
Gerçeği tersyüz ederek verirsin fetvayı...
Nasıl olsa bu ülkede herkese yetecek kadar bahane var...
Yeter ki insanın ar damarı çatlamaya görsün...
İktidarın bir numaralı savunucusu, hatta lâfazan bakanı Ertuğrul’un yerine de terfii edersiniz...
Veya II. Cumhuriyet numarasıyla Altan biraderlerin pozisyonuna geçersiniz...
Gün gelir şu veya bu nedenle silkelenirsiniz...
Sırtınızda yumurta küfesi yok ya...
Düşersiniz muhalefete, “dün dündür” ilkesinden hareketle topluma akıl verirsiniz:
“Bu iktidar yaramaz, çok fena!”.
Bu ülke, bu toplum nelere şahit oldu...
Gördüklerimiz, işittiklerimiz tek kelimeyle insanlık onuruna ihanet...
Öylesine ki sendikaların en tepesinde oturan zat-ı muhteremler...
Bırakınız emeği savunmayı...
Hepsi birer soytarı, işadamlığına soyunmuş madrabaz takımı...
Bu iddiam anlı şanlı DİSK yöneticileri için de geçerli...
İşte ispatı...
Malûm 12 Eylül faşizmi anılan konfederasyonun banka hesapları dâhil
tüm varlığına el koydu...
Yıllar çabuk ve acılı geçti...
1992 yılında hepsi iade edildi...
O günkü hesapla tamı tamamına 3,5 milyar dolar...
Yanlış okumadınız: Üç buçuk milyar dolar...
Peki, n’oldu?
Arkasında onlarca yılın mücadelesi, kan ve gözyaşı olan birikimlere...
Yüzde doksanı satıldı...
Ki taze sendikacılara para yetişsin!
O nedenledir ki EMEK ülkemizde yerlerde sürünmeye mahkûm...
Mademki işçi sınıfının biricik temsilcileri sömürgen ve de arsız...
İşleri güçleri zenginliklerinin yanı sıra milletvekili olmak aşkıyla yanıp tutuşmak...
Örnek mi, birebir tanıdığım Süleyman Çelebi ile Rıdvan Budak...
Yetmez mi?
Üstelik bunlar sosyal demokrat, sosyalist...
Emeğin yüceliğine inanmış gözüken toplumsal önderler...
Varın gerisini siz düşünün!
Son sözüm de Somalı seçmene...
301 şehidinizin ardından oylarınızı döşediniz yine iktidara...
Ermenek derseniz ha keza...
Öyleyse bu işte bir yanlışlık var...
Sendikacı sömürgen, iktidar mezar kazıcı, işveren soysuz...
Bu kafayla nah çıkar karanlıklar aydınlığa...
Nokta!
bir şair vardı, öğretmen
31 Ekim 2014
İstanbul
Seni seviyorum İstanbul...
En az kendimi sevdiğim kadar.
Sen varsan ben varım, ben varsam sevdam var...
O da aziz İstanbul kadar!
Torunumdan mektup var!
Başımın örtülmesini istemiyorum
Duygularım, düşüncelerim boğulmasın karanlıkta.
Annem, babam, babaannem ve dedem
M. Kemal’i çok seviyorlar.
Kimdir, necidir?
Henüz tanımıyorum...
Ama fotoğraflarını gördüm...
Nedendir bilmem, bakışları içimi ısıtıyor.
Ayrıca aydınlığı, güneşi çok seviyorum...
Karanlık ürkütücü...
Yalnız doğduğum ülkeyi değil, yaşadığım gezegeni de merak ediyorum.
En çok da insanları...
Çünkü az insan gördüm, sadece ailem, komşularım, bir de yuvadaki arkadaşlarım.
Hâlbuki siyah derililer de var, derileri kemiklerine yapışmış...
Belli ki çok yoksullar...
Çok acıyor ve ağlıyorum.
Ya sabah akşam televizyonda gördüğüm kibirli adam...
O’na ne demeli...
Elimde değil, O’nu gördüğüm zaman asabım bozulup tansiyonum çıkıyor...
Ve başlıyorum abur cubur yemeye.
Dedeme sordum, dedi ki “baş çalan baş yalan”...
Ne kadar ayıp...
İnsan çocukların geleceğini çalar mı?
Neyse, siyaset benim işim değil...
Zaten birazdan parka gideceğim...
Orada bir çiçeğim var, adını ben koydum: Nazlıcan...
Beyaz papatya, gelin gibi...
Bana bakıp gülümsüyor...
Fal açacağım yapraklarıyla...
Kopartarak değil, şakacıktan...
Soracağım:
Televizyonda gördüğüm domuz gidici mi, kalıcı mı?
Gidiciyse mesele yok...
Kalıcıysa hiç büyümeyeceğim...
Çocuk olarak yaşayacağım...
Daima beş yaşında!
Bu arada benim adım Su...
Tanıştığımıza memnun oldum efendim...
Saygıyla, sevgiyle ellerinizden öperim.
30 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
29 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
28 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
27 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
25 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
24 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
23 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
22 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
21 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
20 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
19 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
18 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
17 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
16 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
15 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
14 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
13 Ekim 2014
Mandıra Filozofu
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
12 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
10 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
09 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
07 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||
|
06 Ekim 2014
Macit CÜNÜNOĞLU
| ||||||||||||||
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)